Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili istemli dava devam ederken davacının dava konusu taşınmazları satın alındığı kısıtlılık şerhi nedeniyle davacının söz konusu taşınmazlarda tarım yapmak kastıyla hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının taşınmazları satın almasının yegane sebebinin, işbu davada belirlenecek olan tazminatı devralabilmek olduğu, satın alınan taşınmazların tasarrufunda yasal bir nedenle kısıtlılık hali mevcutken ve işbu tazminat davası devam ederken satın alınmasının dürüstlük kuralının en önemli türlerinden biri olarak değerlendirilen çelişkili davranma yasağına aykırı bir mahiyetinin bulunduğu ve bu nedenle taşınmazlar için belirlenen tazminat bedelinden %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması isabetli görülmediği-
Borçlunun alacaklılarına zarar verme kastının ve bu kastın davalı 3.kişi ... tarafından ne şekilde bilindiğinin ya da bilinebileceğinin kanıtlanamamış olması karşısında; mahkemece tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, dava konusu taşınmazların satış bedeli ile üzerlerindeki ipotek borcunun ödenmiş olduğunun anlaşıldığı-
İflasın tekliği ilkesine göre, ilk derece mahkemesi kararının tek harçla kararı istinaf edebileceği-
İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine, konusu para ile ölçülemeyen işlerde, asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin ise beşte birine hükmedileceği, Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücretinin, kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği- Mahkemece maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın emsali ile üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapora göre belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin yerinde olduğu- Dava konusu taşınmaza 1983 yılından önce el atıldığı anlaşıldığından maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu- Kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, maddi hata sonucu faize ilişkin hüküm kurulmamasının bozmayı gerektiği-
Alacaklı veya 3. kişi tarafından istihkak davası açılması halinde, açılan istihkak davasının süresinde olup olmadığının istihkak dava dosyasına bakan icra hukuk mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceği- ............ ve ............ tarihli işlemlere ilişkin istihkak iddiaları farklı banka hesaplarına ilişkin olduğundan, alacaklıya istihkak davası açması konusunda ikinci kez hak tanınmasının söz konusu olmadığı-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm kısmı olup, icra mahkemelerince takibin dayanak ilamın hüküm kısmına uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerektiği, dayanak ilamdan önce daha önce verilen kararların temyiz üzerine bozulmuş olması ve en son dayanak ilamla hüküm kurulmuş olması sebebiyle, bozmadan önceki ilamlarda verilen hüküm yönünden denetleme yapmasının mümkün olmadığı, dayanak ilamın hüküm fıkrası incelendiğinde; faizin başlangıç tarihi konusunda bir hüküm bulunmadığı, sadece hükmedilen alacakların yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, ilamda faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği gerekçesi ile somut olayda takibin dayanağı olan ilamda faizin başlangıç tarihi belirtilmediğinden, faizin başlangıcının karar tarihi olması gerekmekte olup, bu durumda ise alacaklının dava tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunması dayanak ilama aykırı olduğu gerekçesi ile şikayete konu asıl alacak miktarları yönünden işlemiş faizin yeniden hesaplanarak, icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-
Takipte taraf sıfatına haiz olmayan kişi ya da kişilerin, mevcudunun tespiti veya 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında kişisel veri niteliğinde olan bilgilerin elde edilmesi amacıyla herhangi bir araştırma, sorgulama veya inceleme yapılamayacağı-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu- Taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulmasının zorunlu olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor