6098 sayılı Kanun'un 37 . maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamayacağı- 6098 sayılı Kanun'un 38 . maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılmasının zorunlu olduğu- Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabileceği- İptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı- 6098 sayılı Kanun'un 39. maddesi uyarınca, korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme, karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-

I. DAVA   Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin teyzesinin oğlu olduğunu, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir borç alacak ilişkisi olmadığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, senet veya çek düzenlenmesini gerek ...