Davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin gerekçesini hüküm fıkrasında düzelterek karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Islahla artırılan akdi vekalet ücreti zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olduğundan, bölge adliye mahkemesince; davalılar lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin karar tarihinde geçerli olan AAÜT'nin üçüncü kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücreti olarak belirlenmesi gerektiği-
Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu- Davalı erkek yararına bozma ilamı sonrasında istinaf aşamasında duruşma açıldığından bahisle vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
TTK 547/2 maddesinde ek tasfiyeden bahsetmiş olup, ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağına ilişkin bir sınırlandırmaya gidilmediği- Böyle bir halde, her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almak,  usul ekonomisine aykırı olduğu gibi; ihya kararı verilmiş bir kooperatif için, yeniden ihya kararı almanın da hukuki yanı bulunmadığı- Açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak, ihya kararı verilmesi, tasfiye kurumunun ruhuna uygun düşmeyeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrasında “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlendiği- Anılan yasa maddesi doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacağı- Ayrıca eldeki davanın, fiili kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmadığından hüküm altına alınması gerekli harcın ve vekalet ücretinin maktu olması ve Hazine'nin bu davalarda yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği-
Mahkemece, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalılar hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulması, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve kabul edilen dava değeri üzerinden eksik harç alınmasının doğru olmadığı, ne var ki, bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi, kalan payın ise davalı üzerinde bırakılması gerekirken, davalı yönünden de edinme sebebini değiştirecek şekilde tescil hükmü kurulması doğru değil ise de; bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İstinaf yolu ile görülen bir duruşması olan işler için duruşmada hazır bulunan davalı yararına duruşma vekalet ücreti takdir edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, belirlenen bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davalı ile aralarında 01/06/2010 başlangıç tarihli altı buçuk yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, otuz yılı aşkın süredir tekstil üretim işi yaptıklarını, halen kiracı olduğu taşınmazın üretim kapasitesine yetmediğini, 19/08/2016 tarihli ihbar ile kiralanana ihtiyacı olduğunu ve sözleşmenin süre sonunda yenilenmeyeceği hususu bildirildiği halde davalının taşınmazı tahliye etmediğini, taşınmaza kendi gereksinimi bulunduğundan iş yeri ihtiyacı nedeniyle davalının taşınmazdan tahliyesine, tahliye talebi açısından yıllık kira bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor