Nafaka iradının, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabileceği, ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hâkim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemenin hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arz edeceği, bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunmasının da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmayacağı- Boşanma protokolü gereği yabancı para olarak kararlaştırılan nafakanın TL ye dönüştürülerek indirim yapılmasının somut nedenleri açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Her dava, açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanacağından; dava tarihinde (21.1.2009) ortada kaldırılması talep edilebilecek bir yoksulluk nafakası henüz mevcut olmayıp, bu nedenle, davalının almakta olduğu tedbir nafakasının niteliği de gözetilerek davanın reddinin gerekeceği-
Davalı kadının asgari ücret düzeyinde gelire sahip olması nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi üniversite mezunu olan davalının düzenli bir işi olmamasının da nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmayıp, nafakanın azaltılmasını gerektireceği-
Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp , indirmeye karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kadının babasından aldığı maaş ile birlikte yoksulluk nafakası toplamının davanın açıldığı tarihteki ekonomik şartlara göre onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, ancak, davacının gelir durumu ve yeniden evlenmesinin ve ayrıca davalıya babasından maaş bağlanmasının davalıya ödenecek yoksulluk nafakasının miktarının tayininde etkisi olabileceği, mahkemece, belirtilen nedenlerle yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Mahkemece; kadının taşınmazlarından elde ettiği gelirle, davalıdan aldığı nafaka miktarı toplamının, onu, yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunmadığı gözetilmek suretiyle yoksulluk nafakasının bir miktar artırımına karar verilmesi gerekeceği-
Davalının kendisini yoksulluktan kurtaracak seviyede gelir elde edip etmediği tespit edilmeli, asgari ücretin üzerinde kendisini yoksulluktan kurtaracak derecede bir gelir elde ettiğinin tespiti halinde şimdiki gibi, aksi halde ise elde ettiği gelire göre yoksulluk nafakasının uygun bir miktarda indirilmesinin gerekeceği-
Gerekçeli karar ile tefhim edilen karar arasında çelişki olması durumunda; mahkemece, yeniden karar oluşturulması gerektiği-
Yararına yoksulluk nafakası takdir edilen kadının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılacağı-
Mahkemece derdestlik koşullarının oluşmadığı, sonradan açılan bu davanın önceki nafakanın tezyidi davası olmasına göre, önceki davada verilen kararın kesinleşmesi beklenerek küçüğün yaşı, eğitim düzeyi ve davacı ile davalının ekonomik durumu gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafakaya arttırılarak hükmedilmesi gerekeceği-