Davaya konu 140'ar YTL nafakalara kesinleşen ilam ile 09.03.2005 tarihinde hükmolunduğu, eldeki bu dava ise 27.03.2008 tarihinde açılmış olup, bu süre içerisinde doğal olarak davalı çocukların ihtiyaçları artmış, günün ekonomik koşullarına göre de önceki 140’ar TL yardım nafakası miktarları yetersiz kalmış olup, önceki artış ilamı da nazara alındığında, nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun bir miktarda artırılması gerekirken önceki ilamla belirlenen nafakaların aynısına hükmolunmasının doğru olmayacağı-
Artırılması istenen önceki nafakanın takdir edildiği protokol tarihi ile iş bu davanın açıldığı tarihe kadar geçen yaklaşık 15 ay içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında değişme olacağı, bunun aksinin düşünülmesi hayatın olağan akışına aykırı olup kabulünün imkânsız olacağı, kaldı ki bu süre içinde çocuğun yaşı ve eğitim düzeyine göre ihtiyaçlarının da doğal olarak artacağı, böylece nafakanın TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan “hakkaniyet” ölçüsünde bir miktar artırılması gerekeceği-
Mahkemece; kadının taşınmazlarından elde ettiği gelirle, davalıdan aldığı nafaka miktarı toplamının, onu, yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunmadığı gözetilmek suretiyle yoksulluk nafakasının bir miktar artırımına karar verilmesi gerekeceği-
Davacı çocuğun mevcut bir işi ve gelirinin bulunmadığı, halen öğrenci olduğu, davalı babanın gelirinde ise artış olduğu gözetilerek, uygun bir miktarda nafakada artışa hükmedilmesi gerekeceği-
Nafaka bağlanması ile nafakanın artırılması ve kaldırılması davalarının kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, dava tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği-
Hâkimin gelecek yıllardaki nafaka miktarına ilişkin belirlemesi, kesin hüküm oluşturmayıp hakkaniyetin gerektirmesi durumunda bu belirlemeye rağmen nafaka miktarında değişiklik yapılabileceği, bu nedenle nafaka borçlusu nafaka miktarının dava yoluyla sınırlandırılmasını isteyemeyeceği, kaldı ki nafaka borçlusu davacının dava açılmaksızın dilekçedeki talebi gibi fiyat artışları oranında nafaka miktarını kendiliğinden de artırabileceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE(TEFE) artış oranı nazara alındığında davacı için takdir edilen miktar çok olup, TMK’ nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-
Mahkemece, davacının emekli olduktan sonra özel hava yolu şirketlerinde pilot olarak çalışmaya devam edip etmediği, ediyor ise ne kadar gelir elde ettiği araştırılıp tespit edilmeden ve nafakanın indirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılmadan duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilerek yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olmasının doğru olmayacağı-
Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilmesi gerektiği-