Hüküm altına alınan iştirak nafakasının davanın açıldığı tarihe göre her yıl Devlet İstatistik Enstitüsünce açıklanan TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Nafaka ve nafakaların artırılması davalarının, kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup dava tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği- Nafakanın her ay peşin olarak ödeneceği-
Davalı kadının mali durumunda, yoksulluk nafakasının hükmedildiği duruma göre yoksulluğu ortadan kaldıracak veya değiştirilmesini gerektirecek oranda iyileşme olmuş ise davanın kabulü veya kısmen kabulü ile miktarın indirilmesinin mümkün olacağı-
Nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesinin gerekeceği-
Mahkemece, yoksulluk nafakası yönünden; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, resmi kurumlardan ve davalının belirlenen yeni adresinden araştırılmak, davalının çalışıp çalışmadığı ve nikah olmaksızın bir erkekle yaşayıp yaşamadığı somutlaştırılarak ve takip dosyası da incelenerek yoksulluk nafakasının kaldırılması koşulları incelenmek, koşullar oluşmazsa hakkaniyete uygun bir miktara indirilmek, müşterek çocuğun ihtiyaçları da gözetilerek iştirak nafakası miktarının da uyarlanmasının gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, ülkemizdeki son yıllardaki ekonomik göstergelerdeki değişim (TÜİK'İN yayınladığı ÜFE, TÜFE artış oranları) nazara alındığında, önceki ilamdaki gelecek yılardaki artış (TÜFE) hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka miktarları şimdilik uygun olduğu-
Davalı kadının almış olduğu 551 YTL yetim aylığı ve 300 YTL yoksulluk nafakası toplamı asgari ücretin üzerinde ise de ileride sosyal güvenlik mevzuatı hükümleri gereğince başka hak iddia edenler olabileceğinden yetim aylığının azaltılması durumu oluşabileceğinden , bu husus mahkemece ancak indirim sebebi olarak değerlendirilerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekeceği-
Yeme, sığınma, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olduğu - "Asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olmadığı - Evin her insanın yaşaması için gerekli en zaruri ihtiyaçlarından olduğu, davalının da adına kayıtlı tek bir evi olduğu, davalının bu evde kalmayıp gelirinden yararlanıp ve ihtiyaçlarını daha uygun bir şekilde karşılamak için 150 YTL ye kiraya verdiği, kendisinin de ailesinin yanında kaldığı, herhangi bir yerde de çalışmadığı, kira gelirinden başka geliri bulunmadığı, davalının aldığı aylık 150 YTL kira geliri ile aldığı nafaka miktarı toplamının onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda bulunmadığı-
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkin davada irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi yada tarafların birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı- tarafların gelir ve mal varlığında boşanma anına göre herhangi bir değişiklik olmadığı saptandığı takdirde, nafaka anlaşmalı boşanma sonucunda anlaşma ile takdir edildiği davalı kadının önceki kocasından aylık asgari ücret seviyesinde olup, nafaka ile birlikte toplamının davalı kadını yoksulluktan kurtarmayacağı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının aylık (1100 YTL) gelir durumuna göre değerlendirme yapıldığında; davalının (kadının) çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü ile mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, davacının nafakanın kaldırılmasına yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-