2004 sayılı yasanın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış, tasarrufun iptali istemi-
Tasarrufa konu taşınmazların tapuda gösterilen değerleri ile, mahkemece belirlenen değerleri arasında mislini aşan fark olduğu, davalı şirketler ile davalı-borçlunun yönetiminde olan dava dışı borçlu Şirket arasında süre gelen ticari ilişkilerin olduğu, davalı borçlunun dava konusu üç taşınmazını aynı işlemle davalı Ltd. Şti.ne, dava konusu diğer iki taşınmazını aynı işlemle davalı .. A.Ş'ne sattığı, satışta borçluyu temsil edenin alıcı ..A.Ş'nin kurucularından olduğu, taşınmazları satın alan davalıların borçlu-davalının durumunu ve amacını bilecek kişilerden olduğu ve İİK'nın 280/1 maddesinde vücut bulan emarenin gerçekleşmiş olduğu- İİK'nun 278 ve 280/1 maddeleri gereğince, davalı A.Ş'ne satılan dava konusu bağımsız bölümler için tasarrufun iptaline karar verilmesi ve alacaklısına icra dosyasındaki borç ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu- Davalı 3. kişi Ltd. Şti.ne satılan dava konusu taşınmazları aldıktan sonra borçlarına karşılık banka lehine ipotek tesis ettirildiği, 3. kişi Ltd. Şti'.ne satılan dava konusu bağımsız bölümlerin cebri icra sonucu ipotek borcuna mahsuben banka tarafından alındığı, dava konusu olan bu üç taşınmaz davalı 3.kişi Ltd Şti'nin borcu nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığından, davalı Ltd Şti'nin, davacının (asıl dava ve birleşen davalar için) takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak İİK 283/2 madde gereğince tazminat olarak sorumluluğuna karar verilmesinin de yerinde olduğu- Davalı-3.kişinin kendi borcu nedeniyle dava konusu taşınmazların cebri icra satışı sonucu el değiştirmesi halinde, davada taraf olmayan birine ait taşınmazlar için tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği, cebri icradan ihale ile alan kişinin kötüniyetli olmamasından davaya dahilinin de mümkün olmayacağı, davanın talep olmaksızın bedele dönüştüğü, bu nedenle, davacı Banka vekilinin tasarrufun iptaline karar verilmesi yönündeki ve bu taşınmazlar için yapılacak olan sıra cetvelinin bekletici mesele yapılması gerektiği yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı-
Tasarrufun iptali istemi- Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı- Borçlu taşınmazı, borcun doğumundan sonra, dava dışı ............. Bankası Aş kredisi kullanarak, arsa sahibinden satın aldığı, bu halde satışın müteahhide vekaleten yapılmış bir satış olduğu, davalı üçüncü kişinin uzun yıllardır taşınmazın ve borçlunun bulunduğu yer dışında İstanbul'da yaşadığı, arsa sahibinin kardeşi olması dışında davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında yakınlık tanışıklık olduğu, birbirlerinin mali durumu bildiği yönünde somut bir delil olmadığı gibi bu husus davacı tarafından da ispatlanmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı alacaklının dışında bir başka alacaklı tarafından konulmuş ipoteğin, borçlunun mali durumunun kötü olduğunu gösteren bir karine olmayıp taşınmazın tapudaki satış değerine eklenecek alıcının artı yükümlülüğü olarak görülmesi gerekeceği, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemi- Misli aşan fark-  Mahkemece dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında misli fark olduğu belirtilmişse de; dava konusu iş bu gayrımenkul ile ilgili ............ Asliye Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı dosya ile görülen tasarrufun iptali dava dosyasında dava konusu iş bu gayrımenkulün tasarruf tarihindeki kıymetinin 441.822,00 TL olduğu belirlendiğinden, bahsi geçen dosyadaki bilirkişi raporu ile iş bu dosyadan aldırılan bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunun ortada olduğu, bu durumda; iş bu dosya, .................... Asliye Hukuk Mahkemesinin .................... sayılı dosyasındaki tüm bilirkişi raporları da dosya arasına alınarak, gayrımenkul değerleme uzmanı, mülk bilirkişisinden oluşan yeni bir heyetten alınacak rapor ile tüm raporların karşılaştırılarak incelenmesi, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla mahallinde emlakçı ve gayrımenkul değerlendirme uzmanı bilirkişinin katılımı ile keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemi- Bedeller arasında misli aşan fark olmaması- Kat karşılığı inşaat sözleşmesi- Mahkemece ilgili tapu müdürlüğünden dava konusu gayrımenkulü satın alan 4. kişinin kim olduğunun ve adres bigilerinin tespit edilmesi, davacı alacaklı tarafından 4.kişi konumundaki kişinin kötü niyetli olduğunun ileri sürülmesi halinde adı geçenin davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda seçimlik hakkının hatırlatılması, davaya dahil ettiği takdirde 4. kişiye tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması, aksi halde üçüncü kişi ............ yönünden davanın tazminata dönüştüğü kabul edilerek tarafların iddia ve savunmaları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyle değerinin 79.131,00 TL olarak belirlenip, 70.000,00 TL bedel karşılığında ................ tarafından satın alınması karşısında ivazlar arasında misli ile fark bulunmadığı, aksine satış bedelinin neredeyse rayiç değer ile eşdeğer olduğu, devrin gerçek bir satış olduğu, alacaklılardan mal kaçırma amacının da güdülmediği, davalı ................ ile davalı borçlu ............... arasında hısımlık, arkadaşlık, yakınlık, tanışıklık ispat edilememekle işbu davalı yönünden İİK 277., 280. maddesinde aranan koşulların oluşmadığı- Birleşen davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle dava konusu taşınmazların ..............'a devredilmesi mutad ödeme vasıtası olup İİK'nun 279/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunun düşünülmesinin mümkün olmadığı, öte yandan, davalı ............... veya eşi ile davalı borçlu ................... arasında herhangi bir akrabalık, arkadaşlık, devam eden bir ticari ilişki, ortaklık veya tanışıklık bulunduğuna dair delil olmadığı, davalı ............'ın eşinin arsa sahibi olarak arsası üzerine bina inşaa ettirmek amacıyla müteahhit olan davalı borçlu .................... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olmayıp, yalnızca bu hususun davalı ................'ın borçlunun mali durumunu bildiği veya alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne, İİK'nın 283.maddesi gereğince ................ İcra Müdürlüğü'nün .................... Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere 296.296,00 TL'nin davalı 3. kişi ..............l'den alınarak davacıya verilmesine, davalı 4. kişi ................. yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu gayrımenkulün tapuda 79.000,00 TL bedel ile devredilmiş olmasına rağmen tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 295.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğu, dosyaya ibraz edilen haciz tutanaklarının da İİK 278/2 hükmüne göre tasarruf tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde düzenlenmiş olduğu ve dava konusu tasarrufun İİK 278/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunu ve dava konusu gayrımenkulün hal binası içerisinde yer alan dükkan olmasına göre de İİK 280/3 maddesi gereğince de iptale tabi bulunduğu-
Haciz tutanaklarının İİK madde 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu- Davalılar arasındaki tasarrufun bağışlama olarak yapıldığı ve İİK 278'e göre bağışlamanın iptale tabi bulunduğu-
İvazlar arasında önemli oransızlık olan tasarruf yönünden tasarrufun iptali davasının kabulü ile üçüncü kişilerin taşınmazları elden çıkarmış olduklarından bedel ile ve satış tarihindeki kamu borcunu geçmeyecek şekilde diğer davalılardan tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu- "Ortada gerçek anlamda satış olduğu, misli fark olmasının tasarrufun iptali için tek başına yeterli bir delil olmadığı, terditli talepte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığına" yönelik savunmaya itibar edilmediği-