Tasarrufun iptali istemi- Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı- Borçlu taşınmazı, borcun doğumundan sonra, dava dışı ............. Bankası Aş kredisi kullanarak, arsa sahibinden satın aldığı, bu halde satışın müteahhide vekaleten yapılmış bir satış olduğu, davalı üçüncü kişinin uzun yıllardır taşınmazın ve borçlunun bulunduğu yer dışında İstanbul'da yaşadığı, arsa sahibinin kardeşi olması dışında davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında yakınlık tanışıklık olduğu, birbirlerinin mali durumu bildiği yönünde somut bir delil olmadığı gibi bu husus davacı tarafından da ispatlanmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı alacaklının dışında bir başka alacaklı tarafından konulmuş ipoteğin, borçlunun mali durumunun kötü olduğunu gösteren bir karine olmayıp taşınmazın tapudaki satış değerine eklenecek alıcının artı yükümlülüğü olarak görülmesi gerekeceği, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemi- Misli aşan fark- Mahkemece dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında misli fark olduğu belirtilmişse de; dava konusu iş bu gayrımenkul ile ilgili ............ Asliye Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı dosya ile görülen tasarrufun iptali dava dosyasında dava konusu iş bu gayrımenkulün tasarruf tarihindeki kıymetinin 441.822,00 TL olduğu belirlendiğinden, bahsi geçen dosyadaki bilirkişi raporu ile iş bu dosyadan aldırılan bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunun ortada olduğu, bu durumda; iş bu dosya, .................... Asliye Hukuk Mahkemesinin .................... sayılı dosyasındaki tüm bilirkişi raporları da dosya arasına alınarak, gayrımenkul değerleme uzmanı, mülk bilirkişisinden oluşan yeni bir heyetten alınacak rapor ile tüm raporların karşılaştırılarak incelenmesi, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla mahallinde emlakçı ve gayrımenkul değerlendirme uzmanı bilirkişinin katılımı ile keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemi- Bedeller arasında misli aşan fark olmaması- Kat karşılığı inşaat sözleşmesi- Mahkemece ilgili tapu müdürlüğünden dava konusu gayrımenkulü satın alan 4. kişinin kim olduğunun ve adres bigilerinin tespit edilmesi, davacı alacaklı tarafından 4.kişi konumundaki kişinin kötü niyetli olduğunun ileri sürülmesi halinde adı geçenin davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda seçimlik hakkının hatırlatılması, davaya dahil ettiği takdirde 4. kişiye tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması, aksi halde üçüncü kişi ............ yönünden davanın tazminata dönüştüğü kabul edilerek tarafların iddia ve savunmaları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Asıl davada dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyle değerinin 79.131,00 TL olarak belirlenip, 70.000,00 TL bedel karşılığında ................ tarafından satın alınması karşısında ivazlar arasında misli ile fark bulunmadığı, aksine satış bedelinin neredeyse rayiç değer ile eşdeğer olduğu, devrin gerçek bir satış olduğu, alacaklılardan mal kaçırma amacının da güdülmediği, davalı ................ ile davalı borçlu ............... arasında hısımlık, arkadaşlık, yakınlık, tanışıklık ispat edilememekle işbu davalı yönünden İİK 277., 280. maddesinde aranan koşulların oluşmadığı- Birleşen davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle dava konusu taşınmazların ..............'a devredilmesi mutad ödeme vasıtası olup İİK'nun 279/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunun düşünülmesinin mümkün olmadığı, öte yandan, davalı ............... veya eşi ile davalı borçlu ................... arasında herhangi bir akrabalık, arkadaşlık, devam eden bir ticari ilişki, ortaklık veya tanışıklık bulunduğuna dair delil olmadığı, davalı ............'ın eşinin arsa sahibi olarak arsası üzerine bina inşaa ettirmek amacıyla müteahhit olan davalı borçlu .................... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olmayıp, yalnızca bu hususun davalı ................'ın borçlunun mali durumunu bildiği veya alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne, İİK'nın 283.maddesi gereğince ................ İcra Müdürlüğü'nün .................... Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere 296.296,00 TL'nin davalı 3. kişi ..............l'den alınarak davacıya verilmesine, davalı 4. kişi ................. yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu gayrımenkulün tapuda 79.000,00 TL bedel ile devredilmiş olmasına rağmen tasarruf tarihindeki gerçek değerinin 295.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğu, dosyaya ibraz edilen haciz tutanaklarının da İİK 278/2 hükmüne göre tasarruf tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde düzenlenmiş olduğu ve dava konusu tasarrufun İİK 278/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunu ve dava konusu gayrımenkulün hal binası içerisinde yer alan dükkan olmasına göre de İİK 280/3 maddesi gereğince de iptale tabi bulunduğu-
Haciz tutanaklarının İİK madde 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu- Davalılar arasındaki tasarrufun bağışlama olarak yapıldığı ve İİK 278'e göre bağışlamanın iptale tabi bulunduğu-
İvazlar arasında önemli oransızlık olan tasarruf yönünden tasarrufun iptali davasının kabulü ile üçüncü kişilerin taşınmazları elden çıkarmış olduklarından bedel ile ve satış tarihindeki kamu borcunu geçmeyecek şekilde diğer davalılardan tahsiline karar verilmesinin isabetli olduğu- "Ortada gerçek anlamda satış olduğu, misli fark olmasının tasarrufun iptali için tek başına yeterli bir delil olmadığı, terditli talepte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığına" yönelik savunmaya itibar edilmediği-
Davalı borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ilk satışın misli fark nedeniyle iptale tabi olduğu (709.617,02 TL/152.439,01 TL), ayrıca davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında önceye dayalı tanışıklık olduğu ve davacının ağabeyi olan üçüncü kişinin, İİK m. 280/1 uyarınca borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğu- Davalı üçüncü kişinin damadının kardeşi olan dördüncü kişinin ise, borçlu ile önceye dayalı tanışıklığı ve kötü niyeti de ispat edilemediğinden anılan davalı yönünden verilen kabul kararının doğru olmadığı, dördüncü kişinin, taşınmazın bulunduğu binada 5 yıldır kiracı olduğu, evi satın alırken konut kredisi kullandığı, 450.000,00 TL konut kredisinin satıcı davalının hesabına aktarıldığı, buna dair kredi evrakları ile dekontların sunulduğu, taşınmazın bulunduğu apartmanda 56 daire bulunduğu, bu nedenle borçluyu tanımadığı ve borçlu olduğunu bilmediği, taşınmazı aile konutu olarak satın aldığı ve içine tadilat yaptırdığı, Kayseri ilinde 56 dairelik bir apartmanda mevcut komşuluk ilişkileri ve anılan davalı tarafından sunulan deliller nazara alındığında davalı dördüncü kişinin İİK m. 280 kapsamında borçlunun ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğunun söylenemeyeceği ve bu durumda, tasarrufa konu taşınmazın üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerinin tazminat olarak, davacının icra takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere, davalı üçüncü kişiden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması ve davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-