İçerik Akışı

Haksız kesinti- Manevi tazminat-

Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerektiği- Bankanın krediden kaynaklı haksız kesintiler yapmasından dolayı kredi kullanan davacının kişilik haklarının zarar gördüğünün kabul edilemeyeceği-

Tahkim yargılamasında görev- Hakem kararına karşı açılan iptal davasında görev-

Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağı, yapılan görev kuralı değişikliklerinin de eldeki davaya uygulanması gerektiği- 7101 sayılı Kanun ile HMK'da yapılan göreve ilişkin değişikliklerin gözetilerek, hakem kurulu kararının iptaline ilişkin davada görevli ve yetkili mahkeme Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi olduğunun kabulü gerektiği-

Şikayet hakkı-

Baroya şikayet edilen avukatın bu nedenle manevi tazminat isteyemeyeceği-

Edirne Konferansı

Konkordato Eğitimi

Gerekçeli kararın UYAPta farklı olması-

Gerekçeli kararın UYAP ortamındaki ve dosyadaki ıslak imzalı halleri arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-

Kredinin kullanımı sırasında değişik adlar altında alınan masrafların iadesi isteği-

Davacı, dava dilekçesinde, masrafları tek tek sayarak (kredi kullanım masrafı, işlem masrafı, noter masrafı, ipotek rehin fekki masrafı) bildirdiğinden, mahkemece talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-

Tüketici Şikayetlerinin İnternette Yayınlanması Haksız Rekabet Teşkil Eder mi?

TMK. ile korunan kişilik hakkına saldırı olmaksızın, anayasal hak olan şikayet ve eleştiri hakkının kullanılmasının engelenemeyeceği dikkate alındığında, davalı tarafça "www.s.....var.com" sitesinde tüketicilerce bildirilen muhtelif şikayetlerin yayınlanmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı-

Değişen alt işverenler arasında geçen çalışmanın işçi alacaklarına etkisi-

İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerektiği- Süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde olacağı, bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekeceği- Somut uyuşmazlıkta; davalı Bakanlığa bağlı hastanede temizlik işçisi olan davacının, 12.09.2003-29.07.2004 ve 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasında işyerinde çalıştığı; davacının ilk çalışmasının sona erdiği 29.07.2004 tarihi ile tekrar işe başladığı 16.06.2011 tarihleri arasında geçen süre dikkate alındığında işyeri devrinden söz edilemeyeceğinden, davalı şirketin hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağından sadece 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasındaki hizmet süresiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı- Fazla çalışma ücret alacakları hakkında yan delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilerek hüküm kurulamayacağı- Yıllık izinlerin kullandırıldığına ilişkin ispat yükünün işverene ait olduğu, işverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği, vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan tarafın da yemin teklif edebileceği- Aralıklı çalışma ile ilgili yıllık izin hesabında, önceki çalışma döneminin zamanaşımına uğraması için önceki dönemin bitişi ve sonraki çalışma döneminin başlangıcı arasında 5 yılık sürenin geçmiş olması gerekeceğinden, somut olayda davacı 12.09.2003-29.07.2004 ve 16.06.2011-31.12.2012 tarihleri arasında çalışmış olup; ilk çalışmasının sona erdiği 29.07.2004 tarihi ile tekrar işe başladığı 16.06.2011 tarihleri arasında yıllık ücretli izin alacağı yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu-

Yetki sözleşmesi- Bonoda yetki kaydının tacir olmayan avalisti bağlayıp bağlamayacağı-

HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, 12. Hukuk Dairesi'nin; HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin, itiraz eden ve tacir sıfatını haiz olmayan avalistleri bağlamayacağı görüşündeyken, sonradan değişen içtihatlarına göre, kambiyo senetlerinin özelliği de gözetildiğinde, anılan yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ve keşidecinin yanı sıra, tacir olmayan gerçek kişi avalisti de bağlayacağını kabul ettiği-

İtirazın iptali davası- Kısmi dava-

İtirazın iptali davasının kısmı dava şeklinde açılabileceği-