"...Dosya içerisinde yer alan elektronik postaların incelenmesinde, davacı tarafından davalıya gönderilen 16.12.2009 tarihli elektronik postada, takip ettiği dosya konusunda bilgi verirken ayrıca vekâlet ücretinin yarısının ödenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Özel Daire bozma kararında avukatın dava devam ederken henüz muaccel olmayan vekâlet ücreti alacağını istemesi nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve davalının davacıyı haklı olarak azlettiği, bu durumda davacının vekâlet ücreti alacağının bulunmadığı belirtilmiş ise de yukarıda sözü edildiği üzere, davacı 16.12.2009 tarihli elektronik posta ile vekâlet ücretinin yarısını istemiş, davalı ise kendisinden ücret istenmesinin üzerinden üç aydan fazla süre geçtikten sonra 24.03.2010 tarihli ihtarname ile davacı avukatı azletmiştir. Davacının vekâlet ücreti talep ettiği tarih ile azil tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında, davacının davalıdan ücret talep etmesi nedeniyle yanlar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğinin kabulü yerinde değildir.
O hâlde davalının azil işlemi haksız olup davacının vekâlet ücreti isteyebileceği kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davacının davalıdan vekâlet ücreti talep etmesi nedeniyle yanlar arasında güven kaybının oluştuğu ancak davacının azil tarihine kadar vekâlet görevini yerine getirdiği, yanlar arasında oluşan güven kaybının davacı yanca takip edilen dava dosyasında davalının zararına neden olmadığı, takip edilen davanın uzamasına sebebiyet vermediği, bu nedenle davacının azil tarihine kadar yaptığı işe karşılık hesaplanacak vekâlet ücreti belirlenerek bu miktar yönünden itirazın iptâline karar verilmesi yönünde direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir..."
HGK. 29.11.2018 T. 13-568/1811