İçerik Akışı
Nafaka hükümlerine uymamak (İİK. mad. 344)- Asile tebligat-
Şikayet konusu yapılan nafaka alacağına ilişkin ödeme emrinin borçlu asil yerine vekiline tebliğe çıkarıldığı, borçlu asile yapılmış usulüne uygun bir ödeme emri tebligatı bulunmadığı görüldüğünden, nafaka hükümlerine uymamak (İİK. mad. 344) suçunun oluşmadığı-
Cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen karar-
Cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen kararın temlik alan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini ispat edemediği gözetilerek, İİK. mad. 169-a/1'da öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını ispatlayamadığından borçlunun itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Tarımsal arazilerde satış- Önalım hakkı- Hakkın kötüye kullanılması-
Tarımsal arazilerde satış halinde sınırdaş tarımsal arazi malikinin önalım hakkı- Davalı tarafından satın alınan ve davaya konu taşınmazın niteliği mahkemece yapılan keşif sonucu aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilmemiş ise de, 5403 sayılı Kanun’un 8. maddesinde belirtilen asgari tarımsal arazi büyüklük miktarı ile hedeflenen miktarın çok üzerinde olduğu hatta Kanunun 8/A maddesinde belirtilen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünün de çok üzerinde olduğu anlaşıldığından, bu taşınmaz hakkında önalım hakkının kullanılması için haklı bir sebep bulunmadığı- Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağı-
Takip talebindeki adresin maddi hata sonucu olarak yanlış yazılması-
Kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla başlatılan icra takibine itiraz edilmemesi ve yasal süre içerisinde takibe konu kira parasının ödenmemesi nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde, takip talebindeki adresin maddi hata sonucu olarak yazıldığının açık olmasına ve maddi hatanın da her zaman düzeltilme imkanı bulunmasına göre mahkemece yargılamaya devam edilerek, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı para alacağı- Alacaklının tercih hakkı- Bakiye kısım için açılan dava için bağlayıcılığı-
Açılan ilk davada TL cinsinden talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek borcun yabancı para olarak aynen ifasını istemesi mümkün olmadığı- Davacı tarafın, ilk açılan kısmi davada tercihini TL cinsinden yana kullandığı nazara alınıp, bakiye kısım için başlattığı itirazın iptali davasına konu icra takibinde bu tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği-
Satış avansı- Alacaklıya icra müdürlüğü kararın tebliğ edilmemesi-
Satış avansının 15 gün içinde depo edilmesine dair süreye ilişkin kararın alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle verilen sürenin hukuki sonuç doğurmadığı, icra kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, bu halde İİK'nun 110. maddesinde belirtilen alacaklı tarafından satış talep süresi içerisinde istenen avans bedelini yatırdığı anlaşılmakla yasal sürede satış talebinde bulunduğu-
Ortaklığın giderilmesi davası- Satış isteme süresi-
Ortaklığın giderilmesi davası süresince satış isteme süresi işlemeyeceği- Haciz tarihi ile ortaklığın giderilmesi davasını açma tarihi arasında ve karar kesinleştikten sonra satış isteme tarihine kadar geçen süre toplandığında, iki (şimdi; bir) yıllık (İİK. mad. 106) satış isteme süresi dolmadığından, şikayetçinin haczinin ayakta olduğu-
Tasarrufun iptali davası- Borcun doğum tarihi-
Kefile Karşı Veya Kefil Tarafından Açılan “Tasarrufun İptali Davaları”nda, ‘Borcun Doğum Tarihi’ Hangi Tarihtir?
Dava konusu kıdem tazminatının belirsiz alacak olup olmadığı-
İşveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde (İş Kanunu mad 8/3), işveren tarafından dosyaya Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz edilemeyeceği ve uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kesinleşen göreve ilişkin karar-
Kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve ilişkin kararın bağlayıcı olduğu-