İçerik Akışı
Memurun geçici iş göremezliği- Ek ödemeler- Tedavi giderleri-
Memur (itfaiye eri) olan davalının geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam ettiği ve bu dönemdeki zararının, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadar olacağı- Belgeye dayanmayan tedavi giderlerinin, 6111 sayılı Kanun kapsamında olmadığı- Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam edeceği- Uzman doktor bilirkişiden -2918 sayılı Kanun'un 98. maddesi kapsamında kalan- tedavi giderleri ile belgeye dayanmayan tedavi giderlerinin belirlenerek SGK sorumluluğu dışında kalan belgeye dayanmayan tedavi giderlerinden davalıların sorumlu tutulması gerekeceği-
Belirsiz alacak davası- Islah- Manevi tazminat
Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, davacının harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabileceği, ayrıca bundan bağımsız olarak HMK. mad. 176 gereği ıslah yapmak hakkının da mevcut olduğu- Mahkemece davacının ıslah dilekçesi ve bedel artırım talebi esas alınarak bir karar vermek gerekirken sadece ıslah dilekçesindeki talep gibi karar verilmesinin ve bedel artırım talebinin dikkate alınmamasının doğru olmadığı- Hakimin manevi tazminatı takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, bu hususlar dikkate alındığında, trafik kazası nedeniyle açılan davada takdir olunan (4.000,00 TL) manevi tazminatın az olduğunun görüldüğü ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği-
Orman kadastrosuna itiraz-
Mahkemece yapılan eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu ile çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının ve hukukî durumunun belirlenemeyeceği-
İstinaf mahkemesince yeniden hüküm kurulması- İnfazı kabiliyeti- İnfazda tereddüt-
İstinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerektiği, aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve infazda tereddüte sebebiyet verilebileceği- İlk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabileceği- İstinaf başvurusu, dava konusu araç ve hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden kabul edilerek karar düzeltilip yeniden hüküm kurulurken, davalı vekilinin bu hususlar dışında kalan istinaf isteminin esastan reddine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükümde "hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden karar tarihinden itibaren" ifadesi kullanılmışsa da, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar tarihinin belirtilmemiş olmasının da hatalı olduğu-
Dava şartı- Hukuki yarar
Davacı adına yıllık izin ücret tahakkuku yapıldığına ilişkin harcama belgesinin, ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de; ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmesi gerekeceği, ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınmasının gerekli olduğu, bu sebeple davalı tarafa, ibraz ettiği belgenin aslını ve tahakkuk ettirilen miktarın davacıya ödendiğine ilişkin banka dekontunu sunması için süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan ödeme belgesine karşı diyeceklerinin sorulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İşçilik alacakları- Organik bağ-
Davacının her iki işyerine giriş ve çıkış tarihleri arasında arasında boşluk bulunmaması, çalışılan işyerlerinin adres mahalle ve sokak bilgilerinin aynı oluşu, her iki şirket arasındaki isim benzerliği, şirket ortakları ve yetkililerinin benzer oluşu, yargılama sırasında dinlenen tanığın anlatımı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu- Davacı dava dilekçesinde, "... tarihinden itibaren davalıya ait işyerinde aralıksız olarak çalıştığını" ileri sürmüş olup, bu bilgilere göre davacının gerçekte baştan itibaren davalı şirket bünyesinde çalıştığı halde, dava dışı şirket kayıtlarında sigortalı olarak gösterildiğinin kabul edilmesi gerektiği- Her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu ve davalı şirketin davacının (... tarihleri arasındaki) tüm çalışma süresinden sorumlu tutulması gerektiği-
Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası- Kira sözleşmesiyle aracın zilyedi olan davacının talep hakkı-
Zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu- Kira sözleşmesiyle aracın zilyedi olan davacının, aldığı şekliyle teslimle yükümlü olduğu araçta oluşan ve zarardan sorumlu olan (işleten ve sürücüsü) davalı tarafından giderilmeyen bakiye hasar bedelini talep hakkı bulunduğu- Davacı tanıkları tarafından, kaza günü 11 araçlı tur düzenlendiği, kazada yaralanan kişilerin olması ve kazanın etkisiyle diğer araçlardaki müşterilerin de turun iptalini istemeleri nedeniyle, 11 araçlık turun tamamının iptal edildiği beyan edilmiş olup, sadece tanık anlatımlarına dayalı olarak iddia edilen kazanç kaybının varlığı kabul edilemeyecekse de, tacir olan ve ticari faaliyet olarak turistik geziler düzenleyip kazanç elde eden davacının, bu faaliyetlerinin süreklilik arz ettiği ve davaya konu kazadan önce de aynı işi yapıp gelir elde ettiği dikkate alınarak bu yönde gerekli araştırmanın yapılması gerektiği- Mahkemece; konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden, tacir olan davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması ile kazanın meydana geldiği Ağustos ayından önceki ayda (turizm sezonu olan Temmuz ayı olduğundan menfaat dengesine uygun düşeceğinden) davacının günlük ortalama kazancının ne kadar olduğu (tüm maliyetler düşüldükten sonra) konusunda rapor alınması gerektiği-
Tasarrufun iptali- Bedel farkı- Hangi ödeme ve işlemlerin dava konusu için ödeme olarak kabul edileceği-
Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı üçüncü kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanmasının mümkün olduğu ve bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığının değerlendirilmesi gerektiği- Üçüncü kişinin (ve yakınlarının) bankadan çektiği ya da havale ettiği paraların da borçluya ödenen para olarak kabul edilmesi gerektiği- İcra takibi sırasında yapılan fiili hacizde haczi kabil başkaca ekonomik değeri olan mahcuz bulunamadığı belirlenmiş olup, tasarruf, haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde kalmadığında, bedel farkından dolayı iptale karar verilemeyeceği- Mahkemece; davalılar arasında İİK. mad. 280/1 uyarınca, arkadaşlık, akrabalık, ticari ilişki veya komşuluk olup olmadığı, üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı irdelenmemiş olup, davalı üçüncü kişi, dava konusu taşınmazın yanında bulunan komşu parsellerin sahibi olduğunu ve parselleri birleştirmek için taşınmazı satın aldığını beyan etmiş olduğundan, bu husus da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo Senetleri- Yetki Sözleşmesi- Avalist
Kambiyo senetlerinin özelliği gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesinin avalistleri de bağlayacağı-
Failin öğrenilme tarihi- İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemi davada zamanaşımı-
Failin öğrenilme tarihinden itibaren dava tarihine kadar (eBK. mad. 60) 1 yıllık süre geçmemiş olduğundan, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-