İçerik Akışı

Ders saati ücreti ile çalışma durumunda, kıdem tazminatı hesaplaması-

Kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kural olmasına rağmen, somut uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edildiğinden, davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusu olacağı, bu halde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son 'bir yıllık' aylık ücret ortalamasının esas alınması gerektiği- Davacının 1999 yılından bu yana davalı iş yerinde çalıştığının görülmesi karşısında uzunca bir süre yıllık izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alınarak sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hesaplanması gerektiği- Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği, süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerektiği-

İİK 94/2'ye dayalı tapu iptal ve tescil istemi-

Davalı arsa sahibi ile borçlu yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi fesihle ile sonuçlanmış ise, borçlunun bu sözleşme gereğince mülkiyet hakkı bulunmadığı ve ikinci yüklenici ile borçlu arasındaki devir sözleşmesinde de borçluya karşı herhangi bir bağımsız bölüm devri taahhüdü olmadığı için İİK. mad. 94/2'ye dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın dinlenemeyeceği- İİK. mad. 94/2 uyarınca icra dairesince alacaklıya yetki verilmesi gerekirken, "para alacakları"yla ilişkili olan İİK. mad. 120 uyarınca düzenlenen yetki belgesi ile yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin de hatalı olduğu-

Sözleşme içeriğini tek taraflı belirleme gücü- Cezai şart- Genel işlem koşulu-

Davalının hizmet sağlayıcı yönünden tek sağlayıcı konumunda olması, bu nedenle sözleşme içeriğini tek taraflı belirleme gücünün elinde olması nedeniyle revize edilen sistem kullanım anlamasının cezai şarta ilişkin hükmünün TBK. mad. 20/1 uyarınca genel işlem koşulu niteliğinde olduğu kabul edilerek, içerik denetimi gereğince cezai şartın ancak davacı tarafından yapılan ihlalin uyarıya rağmen giderilememesi halinde uygulanabileceği şeklinde kabul edilmesi gerektiği-

Mehir senedi- Kişisel mal- Görev-

Davalı eş mehir senedinde vaat ettiği altına yönelik taahhüdünü yerine getirdiğine göre, bağışlanan bu altınlar davacı kadının kişisel malı olduğundan ve davacının elinden zorla alındığına dair bir iddia da bulunmadığından bu talep yönünden davanın reddinin isabetli olduğu- Altın davacıya teslim edildikten sonra, davalıya saklanmak üzere verilmiş olup mehir senedinde belirtilen ve çalınan altına yönelik davalı aleyhine açılan dava aile mahkemelerinin görevine girmeyip uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerektiği ve bu nedenle de yerel mahkemece tefrik yönünde verilen kararın yerinde olduğu-

Islah ile talep sonucunu daraltması- Kısmi feragat-

İki taşınmaz için müdahalenin men’i ve ecrimisil talebinde bulunulduktan sonra ıslah dilekçesi ile talep sonucu daraltılarak sadece bir taşınmaz için talepte bulunulması hallinde, talep sonucunu daraltmasının davadan "kısmi feragat" olarak kabulü ile yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması ve davalı taraf lehine reddedilen kısım yönünden yürürlükteki AAÜT gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-

Tedbir nafakasına ilişkin ilam- Boşanmaya ilişkin ilam- İlamın icrası-

Alacaklı tarafından nafaka istemli olarak açılan aile mahkemesi kararı ile hükmedilen tedbir nafakası alacağının tahsili için takip başlatıldığı, bu takip devam ederken, alacaklı tarafından açılan boşanma davası neticesinde verilen karar ile hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin ilam icra müdürlüğüne sunularak dosya kapak hesabının yapılması ile maaş haczi müzekkeresi gönderilmesinin istendiği görülmekle, icra dosyasına sonradan ibraz edilen yeni ilama göre borçluya icra emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden haciz müzekkeresi gönderilmesinin hatalı olduğu-

Nafaka alacaklarının takibi- Ara karara dayalı ilamsız takip- İlamlı takip- Mükerrerlik iddiası-

Alacaklı tarafından tedbir nafakasına ilişkin ara karara dayanılarak "ilamsız takip" dosyasında dava tarihinden itibaren birikmiş nafaka alacağı ile birlikte işleyecek nafaka alacaklarının talep edildiği, borçlunun borca itirazda bulunduğu ancak icra müdürlüğünce takibin durdurulması yönünde bir karar verilmediği, takipten feragat de bulunmadığından anılan takibin ayakta olduğu; mükerrer olduğu iddia edilen "ilamlı takip" dosyasında ise aile mahkemesinin "tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına ilişkin" hükmü uyarınca, dava tarihinden itibaren birikmiş nafaka alacağı ile işleyecek aylara ilişkin nafaka alacaklarının tahsili talebinde bulunulduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda mükerrerlik iddiasıyla birlikte ilk takip dosyasında bir kısım ödeme yaptığı iddiasını da ileri sürdüğü görülmekle, mahkemece, dosyanın bilirkişiye tevdii ile her iki takipte tahsili talep edilen aylar nazara alınarak mükerrer alacak talebi bulunup bulunmadığı ve yine borçlu tarafından dosyaya ibraz edilen hesap dökümleri ilgili bankalardan temin edilip "ödeme iddiası" da değerlendirilerek bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle nafaka borcunun tespiti gerektiği- "Her iki takibin tarafları ve dayanaklarının aynı olduğu" gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-

Sıra cetveli- Muvazaa iddiası- İspat yükü- Mahkeme kararı (ara kararla) hükmedilen nafakanın muvazaalı olduğu iddiası-

Sıra cetvelinde muvazaa iddiasında ispat yükü davalıya düşeceği- Mahkeme ilamı olsa bile muvazaa yapıldığının iddia edilebileceği- Mahkeme kararı veya ara kararla hükmedilen nafakanın muvazaalı olmadığı görüşünün isabetli olmadığı, aksinin iddia edilmesi ve ispatı mümkün olduğu ve bu nedenle davalıya alacağının gerçek olduğunun ispatına ilişkin delilleri sorulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

İhtiyati Haciz- Alacağın Varlığı-

Alacaklının, fatura sevk irsaliyesi ve teyit formlarına dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunması karşısında, alacağın varlığına kanaat oluşturacak belgeleri ibraz ettiği anlaşıldığından, ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-

Tasarrufun iptali- Davalılar arasında kan davası olması-

Davalılar arasında kan davası bulunmakta ve davalılar arasındaki boşanma gerçek bir boşanma ise de; davalı üçüncü kişiye nafaka borcuna karşılık olarak devredildiği iddia edilen dava konusu taşınmazın satış değeri ile gerçek değeri arasında üç misli fark olduğu, davalı üçüncü kişinin nafaka alacağının devredilen taşınmazın değerinden daha düşük miktarda olduğu, borçlunun halen taşınmazda oturmaya devam ettiği ve davalılar arasında bulunduğu beyan edilen kiracılık ilişkisinin ve kira ödemelerinin belgelenememiş olduğu gözönüne alınarak dava konusu tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-