İçerik Akışı

Ulusal bayram genel tatil ücreti- İspat- Belirsiz alacak- Islah- Zamanaşımı-

Ulusal bayram genel tatil ücretinin ispatında, yazılı delilin bulunduğu durumda tanık delili ile sonuca gidilemeyeceği-Fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağının belirsiz alacak davasına konu edilebilmesinin mümkün olduğu- Belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresi dava açılmakla kesildiğinden, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının dikkate alınamayacağı-

Tüketici mahkemesi (4077 s. K.) görevi- Vekilin istifasının tebliği-

Traktörü mesleki amaçla edindiğinden, 4077 s. K. kapsamında olmayan davaya bakmaya genel mahkemenin görevli olacağı- Davalı vekilinin istifasına rağmen, mahkemece istifa dilekçesinin ve mahkeme kararının davalı asile tebliğ edilmemiş olmasının bozmayı gerektiği-

Tasarrufun iptali davası- Mecburi dava arkadaşlığı- Yargılama giderleri-

Tasarrufun iptali davasında borçlu ve üçüncü kişi mecburi dava arkadaşı olup davanın aleyhlerine sonuçlanması halinde yargılama giderlerinden müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağı- Davacının yargılama giderini bir davalıdan talep edip diğerinden talep etmemesinin mümkün olmadığı- Davacı davalı-üçüncü kişi hakkındaki yargılama giderinden vazgeçtiğine göre borçlunun da yargılama giderinden sorumlu olmaması gerektiği-

İpotek- Teferruat (eklenti)- İhalenin feshi-

Tesis edilen ipoteğin, ipotek resmi senedine göre, taşınmaz ile birlikte teferruat, mütemmim cüz ve müştemilatlarını da kapsadığı, dolayısıyla TMK. mad. 862 uyarınca, alacaklı lehine tesis edilen ipoteğin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı- İpotekli taşınmazın eklentisi niteliğinde kabul edilen forkliftin de ipotek kapsamında olduğu, borçlunun ihalenin feshi talebinde ileri sürmüş olduğu bahse konu menkul malların ipotek kapsamında olmadığı ve ilgili malların üzerinde haczin bulunmadığına dair itirazlarını yapılan kıymet takdirine itiraz davasında ileri sürmediği ve bahsi geçen menkullerin satışa konu edilip kıymet takdiri yapılamayacağına dair şikayetinin bulunmadığı görüldüğünden, satış ilanında yer alan taşınmazlar ile makine ve teçhizat olarak geçen tüm ekipmanların satışının yapıldığı ihalede herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Satışa konu taşınmazın üzerindeki yapının fabrika olması itibariyle; müştemilatı, makine ve teçhizatlarının ayrıca bir ihalesi söz konusu olmayıp, içerisinde bulunduğu fabrika ile birlikte bir bütün halinde ihale edildiği, dolayısıyla ihaleye konu olan taşınmazlar ile içerisinde mevcut olan müştemilatı, makine ve teçhizatların satışında, bir kısım için ihalenin feshinin kabulü, bir kısmı için ise; ihalenin fesih talebinin reddi sonucunu doğuracak şekilde, “forklift bakımından şikayetin kabulüne, forklift dışındaki diğer tüm davaya konu ihaledeki mallar bakımından şikayetin reddine,” şeklinde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-

Muris Muvazaası- Belirsiz Alacak Davası- Islah

Muris muvazaasına dayalı tazminat isteğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin mahkemece yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi raporuna bağlı olmakla, dava değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafından belirlenmesi mümkün bulunmadığından, davanın "belirsiz alacak" olarak açılabileceği- Belirsiz alacak davasında davacının talebini arttırmasına ilişkin dilekçesi "ıslah" niteliğinde olmayıp dava değerinin belirlenmesine yönelik olduğundan, eksik harcın tamamlandığı gözetilerek dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinden davacıların miras paylarına isabet eden değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-

İflasın ertelenmesi- Borca batıklık- 9 yıl süren ihtiyati tedbir-

İflas erteleme davasından verilen ihtiyati tedbir karar tarihinden, temyiz incelemesi aşamasına kadar aradan 9 yıllık bir sürenin geçmiş olduğu görüldüğünden, mahkemece şirketin borca batıklık durumunu tespiti açısından tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılması, borca batıklığının devam ettiğinin belirlenmesi halinde, şirket hakkında "iflas" kararı verilmesi, şayet şirketin borca batıklıktan kurtulmuş olduğunu tespiti halinde ise "davanın reddine" karar verilmesi gerektiği-

Vakıf Üniversitesi- Tazminat- Görev

Vakıf Üniversitesi tarafından haksız olarak alınan eğitim ücretlerinin tahsiline ilişkin açılan tazminat davasının eğitim hizmetine ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı bu nedenle idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet olmadığı aksine somut uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı mahkemelerinde görüleceği-

Kamulaştırma Bedelinin Tespiti- Değer Artışı

4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada; dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan 6 katlı yapının 2015 yılı bayındırlık yapı birim fiyat listesine göre 3B sınıfında olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca % 8 oranında doğalgaz değer artışı uygulanmak suretiyle fazla bedele hükmedilmesinin ve mahkemece tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra fark bedele 05.10.2015 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde, tüm bedele faiz işletilmesine karar verilmesinin bozma nedeni olacağı-

İhalenin feshi- Müştemilat

Satışa konu taşınmazın üzerindeki yapının fabrika olması itibariyle; müştemilatı, makine ve teçhizatlarının ayrıca bir ihalesi söz konusu olmayıp, içerisinde bulunduğu fabrika ile birlikte bir bütün halinde ihale edildiği, dolayısıyla ihaleye konu olan taşınmazlar ile içerisinde mevcut olan müştemilatı, makine ve teçhizatların satışında, bir kısım için ihalenin feshinin kabulü, bir kısmı için ise; ihalenin fesih talebinin reddi sonucunu doğuracak şekilde, “ forklift bakımından şikayetin kabulüne, forklift dışındaki diğer tüm davaya konu ihaledeki mallar bakımından şikayetin reddine,” şeklinde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-

Nafaka Hükümlerine Uymama Suçu-

Nafaka hükümlerine uymamak suçunun oluşabilmesi için; nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılmasının gerektiği- Somut olayda, suçun unsurlarının oluşmadığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği-