İçerik Akışı

Rücuen tazminat- Yargı yolu-

Rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davalı özel hukuk tüzel kişisi olup, verilen zarar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmadığı için, davanın adli yargıda ikame edilmesi gerektiği-

Ölüm aylığı- Yeniden bağlanması- Boşanılan eş ile eylemli olarak birlikte yaşanıp yaşamadığı-

Ölüm aylığının kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, davacının, babasının ölümünden sonra eşinden boşandığı, ölüm aylığı almaya başladığı, boşanmadan önce oturduğu evden taşınmayarak çocuklarıyla birlikte aynı yerde oturmaya devam ettiği, ‘eski eş ile birlikte yaşama hali’nin devam edip etmediğinin araştırılması gerektiği- 5510 sayılı Kanunun 59’uncu ve 100’üncü maddelerinde yetkili kılınan görevliler tarafından düzenlenen tutanaklarla davacı ile eski eşinin birlikte yaşamaya devam ettiğinin sabit olduğu- Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı sabit olan hak sahiplerine gelir veya aylık tahsisi yapılmayacağı, bağlanan gelir veya aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu-

Takip alacaklısına İİK. mad. 120 uyarınca yetki verilmesi-

İcra müdürlüğünce takip alacaklısına İİK. mad. 120 uyarınca yetki verilebilmesi için, hacze iştirak eden bütün alacaklıların muvafakatının bulunması gerektiği- Borçlu hakkında çok miktarda icra takibinin başlatıldığı iddia edilmiş olup, icra müdürlüğünce borçlu hakkında başka alacaklılar tarafından takip yapılıp yapılmadığı, yapılmış ve hacze de iştirak edilmiş ise, hacze iştirak eden alacaklılar belirlenmeden ve anılan alacaklıların muvafakatı alınmadan doğrudan takip alacaklısı İİK'nun 120/2. maddesi gereğince yetki belgesi verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, borçlu hakkında takip yapan ve şikayete konu alacak üzerine konulan hacze iştirak eden başkaca alacaklı olup olmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre, icra müdürlüğünce yetki belgesi verilip verilemeyeceği hakkında karar verilmesi gerektiği-

TBK. mad. 19 uyarınca tasarrufun iptali- Kıyasen İİK. mad. 283/1, 2 uygulanması- Üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olmaması-

İİK. mad. 277 vd.nda düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmayacağı- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. mad. 283/1, 2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği, ancak bu madde uyarınca sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanacağı, üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamının çıkarılmaması gerektiği- Dava konusu taşınmaz davalı borçlu şirket tarafından davalı üçüncü kişi şirkete devredilmiş, o da dava dışı bir başka şirkete devretmiş olup bu taşınmaz ile ilgili satışın iptaline karar verilmesi için taşınmazı devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği ve bu halde ise davalı üçüncü kişiden taşınmazı devir alan dava dışı dördüncü kişi şirketin de davaya dahil edilerek taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının en geç tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılması gerektiği- Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için davacı alacaklı elinde geçici veye kesin aciz belgesi olması gerektiği- İİK. mad. 283/2 gereğince davanın bedele dönüşmesi halinde, üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki malın değeri ile takip konusu alacak ve fer'ilerini geçmeyecek şekilde sorumlu olması gerektiği, böyle bir tespit yapılmadan takip konusu alacağın üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-

Olağanüstü hal ilanından önce açılan iflasın ertelemesi davaları-

Olağanüstü hal ilanından önce açılan davalarda erteleme talep eden şirketin mali durumunda iyileşme gözlenmesi halinde en nihayet İİK. mad. 179/b-5 'de belirlenen süre sonuna kadar dosyanın elde tutulması, bu süre sonunda iyileşme olmaması halinde iflas kararı, şirketin borca batıklıktan çıkması halinde ise red kararı verilmesi gerektiği- Yargılama sırasında şirketin iyileşme ümidinin olmadığının anlaşılması, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması ve benzeri durumlarda iflas kararı verilebileceği-

Kıymet taktirine itiraz- İcra mahkemesince daha düşük kıymet bulunması- İhalenin feshi-

Borçlu vekilinin icra müdürlüğünce belirlenen değerin düşük olduğunu ileri sürerek kıymet taktirine itirazı sonucu icra mahkemesince daha düşük kıymet bulunarak itirazın reddine karar verilmesi halinde, satışın icra müdürlüğünce belirlenen değer yerine icra mahkemesince belirlenen daha düşük değer üzerinden yapılmasının usulsüz olacağı-

Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İlamlı Takibe Konu Edilmesi-

Takibe dayanak yapılan ilama esas alınan protokolde müşterek çocuğun ilköğretim çağına geldikten sonra her hangi bir özel veya devlet okulunun eğitim giderinin tamamını babanın ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, zamanında ödenmemesi halinde davacı eşin bu paraları ödeyeceği ve davalı eşe rücu edeceği yazılı ise de protokole ilişkin bu kısım mahkemece verilmiş ve ödemeye ilişkin bir karar olmayıp yalnızca anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanması niteliğinde olduğundan dayanak ilamın, eda hükmü içermemesi nedeni ile ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife

Seri davalarda avukatlık ücreti-

Borçlunun ölümü- Mirası ret süresi- Taşınmazın ihalesi-

Borçlunun ölüm tarihinden itibaren mirası ret süresi içerisinde herhangi bir icra takibi yapılamayacağından, satış ilanının tebliğinden sonra borçlunun ölümü üzerine, bu kez satış ilanının mirasçılarına tebliği ile taşınmazın (ölümden yaklaşık 2,5 ay sonra) ihalesinin yapılmasının mümkün olmadığı-

Mahkemenin tevdi mahalli kararının, borçlu tarafından paranın buraya yatırılmasının ve alacaklının icra takibi başlatmasının aynı gün gerçekleşmesi- Dosya borcunun hesabı-

Alacaklı vekilinin tevdi mahalli tayini kararından takip tarihi itibariyle haberi olmaması halinde, borçlu hakkında icra takibi başlatmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği ve bu durumda borçlunun ödemesi takipten sonraki kısmi ödeme olduğundan, TBK. mad. 100 gereğince, öncelikle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masraflarından düşülerek icra müdürlüğünce bakiye borç hesabında dikkate alınacağı- Dosya hesabı yapıldığında borçlunun buna karşı da her zaman şikayet hakkı bulunduğu- Takip öncesi ödeme olmadığı dikkate alındığında, miktar yönünden icra emrinin düzeltilmesine gerek bulunmadığı-