Davanın taşınmazların aynına ilişkin olduğu ve HUMK m 13/2 (HMK m 12/3) uyarınca, birden fazla taşınmaza ilişkin davalarda, taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, taşınmazın bulunduğu yerden maksadın ise tapuda kayıtlı olduğu yer değil, fiilen içinde bulunduğu mülki sınır olduğu-
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasını ilgilendiren dava dosyası ile suç duyurusunun akibetinin araştırılıp sonuçlarının değerlendirileceği, ayrıca vekil ve 3. kişinin iyiniyetli olup olmadıkları konusunda da yeterli araştırma ve soruşturma yapılması gerekeceği-
Kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişiler olduğu iddiası bakımından işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi ve iptal-tescil isteği bakımından da usulüne uygun bir ıslah yapılması gerekeceği-
Aldatma her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatma öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hal böyle olunca; tarafların bildirdikleri tüm delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İki taraftan biri dava konusunu bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralına göre, mahkemece davacı yana tercih hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Dava dışı mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine MK.’ nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacının yargılama sırasında öldüğü anlaşılmakla şahsiyetin ölümle son bulduğu gözardı edilerek, tapusu iptal edilen taşınmazların davacı mirasçıları adına mirasçılık belgesindeki payları oranında tescili gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan hayat sigortasından kaynaklanan alacağın, bankadan alınan kredi borcu ile ilgili olduğu, bu hususun Miras Taksim Sözleşmesinin 13.maddesinde özel olarak düzenlendiği, bu durumda tazminine karar verilecek alacaktan tüm mirasçıların payları oranında hak sahibi olmaları gerekeceği-
Davacı, tapu kaydında kayıt maliki olarak yer alan davalıya husumet yönelterek davayı açtığı, fakat dava tarihinden 4 gün önce mülkiyetin kesinleşen mahkeme kararı ile davalının anlaşmalı olarak boşandığı eşine geçtiği, davacının mülkiyet değişikliğini bilebilme imkanının olmadığı; bu nedenle kabul edilebilir hatanın varlığı dikkate alınarak yeni malikin davada yer almasının sağlanacağı ve daha sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, dava konusu taşınmazı vekaleten temlik eden vekile karşı devirden bir süre sonra satış bedelinin tahsili için dava açtığı; vekil ile davalı arasında el ve iş birliği olup olmadığı bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılacağı, tarafların delillerinin toplanacağı, tanıklarının dinleneceği, diğer delillerin tanık beyanları ile birlikte değerlendirileceği, ayrıca taşınmazı, yargılama sırasında, dahili davalının “ihtilaflıdır” şerhi ile yükümlü olarak edindiği de gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-