Boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkin davaya “Aile Mahkemesi” sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Bakım yükümlülüğünün bir arada yaşayarak yerine getirilme imkanı ortadan kalkmışsa, sözleşme iptal edilmeden birlikte yaşamaya son verilip alacaklıya hayatı süresinde gelir tahsis edilebileceği-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edildiği- Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların, TCDD tarafından ihale ile davalıya temlik edildiği, bu şekilde sicil kaydının oluştuğu ve daha sonradan ihalenin feshedildiğinin anlaşıldığı- Tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), üçüncüsü Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka deyişle illetten mücerret olamayacağı- Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olmasının zorunlu olduğu- Olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bunun da iptal edildiği- İhalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK. 1025 uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceğinin sabit olduğu- Davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği- 
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın ise iptalinin gerekeceği ve kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma davasında tazminat tutarı belirlenirken tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kurallarının dikkate alınacağı-
Nispi harca tabi davalarda verilen süre içerisinde harcın tamamlanmaması durumunda hükmün bozulmasına karar verileceği-
Davacının çekişme konusu taşınmazın mülkiyetini 14.06.2002 tarihinde tescilsiz olarak kazanmasından sonra, davalının önceki malikten alacağının tahsili için yapılan cebri ihale ile mülkiyeti kazanımı ve diğer davalıya yapılan temlikin TMK’nun 1025 maddesine uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiası 1990/4 – 1991/3 sayılı İ.B.K. uyarınca davalıların mülkiyeti kazanımlarının kötü niyetli olduğu iddiasını da içerdiğinden, davalıların kötü niyetle iktisapta bulunduklarının öncelikle davacı tarafça kanıtlanması gerekeceği-
Mahkemece, kısa kararda '' eski hükümde direnilmesine'' denilerek önceki karara atıf yapılmakla yetinilmesi, usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmadığından, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa kararın ve buna uygun gerekçeli kararın oluşturulması gerekeceği-.
Sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanıksız hale geldiği ve sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmiş olup, ihdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-Kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin davada, maktu vekalet ücreti tayini gerekeceği-