İ. sözleşmesinin, 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabileceği, bu yazılı delilin, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmasının gerekeceği-
Taşınmazın aslının vakıf olduğundan bahisle tapu kaydının iptali ve vakfı adına tescili isteğine ilişkin davanın, taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğundan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı-
Davalının intikal işleminden bir gün sonra mirasçılardan 8/20 payı satın aldığı ve daha sonra 1/20 payı da satın aldığı, bölgede müteahhitlik yaptığı, bu nedenle ikinci el konumunda görülen davalıların iyiniyetli olup olmadıklarının açıklığa kavuşturulması için araştırma, soruşturma ve inceleme yapılacağı, ayrıca daha önce bildirdikleri tanıkların da yeniden dinlenileceği, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mirasbırakan annesinden intikal eden hakka dayalı olarak dava açmış ise annesinin kendisinden önce ölen eşi ve eşinin çocuklarının davada yer alma zorunluluğu bulunmayacağı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak verilen kararlara konu işlemlerin yapıldıkları tarihten itibaren butlanla malül olduğu ve yapılmamış sayılacakları, öte yandan, yolsuz tescil işlemine taraf olan kişinin iyiniyetli olduğundan söz etme olanağı da olmadığı ve bu kişi aleyhine ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının belirlenerek, değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasının, taşınmazın aynı ile ilgili olduğundan, bu uyuşmazlıkların genel mahkemelerde çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Ehliyetsizlik, ikrah ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkin davada, işlem tarihi itibarıyla miras bırakanın hukuki ehliyete haiz olup olmadığının tespit ettirilerek, ehliyetsiz olduğunun tespit edilmesi halinde kabulüne karar verilmesi, bu tarih itibarıyla murisin ehliyetli olduğunun tespiti halinde ise ikrah olgusunun irdelenmesi, ikrah hukuksal nedeni sabit görülmezse, muris muvazaasına dayanan isteğin değerlendirilmesi ve muvazaanın da ispat edilememesi halinde ise son olarak tenkis talebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde belirtilen koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı doğacağından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekeceği-