İmar düzenleme bölgesinde kalan parsel bakımından, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek, bu parsel kapsamında kalan yer yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu parsel bakımından da davanın reddedilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İmar işleminin iptali nedeniyle kök parselin ihyası suretiyle Hazine adına tescili, mümkün olmaz ise tazminat isteği-
İmar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez. Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Kadastro sırasında dere olarak belirlenen yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi hükmü uyarınca özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olup hakkında sicil oluşturularak özel mülkiyete konu edilemeyeceği-
Mahkemece, davalıların miras bırakanı tespit malikinin lehine 3402 Sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması icap eder. Taşınmazın niteliği ve süre bakımından tespit maliki lehine mülk edinme koşullarının saptanması halinde, anılan yasanın 14. maddesinde öngörülen 100 dönüm kuru, 40 dönüm sulu olarak arazi tespiti yapılıp yapılmadığının araştırılarak, hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususun gözardı edilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İmzaya itirazın, o belgenin sahte olduğu iddiasını da içerdiği gözetilerek, sahtecilik bakımından araştırma ve inceleme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Yargılama sırasında ölen davacının ibranameler altındaki imzalarının, geçekten davacının eli ürünü olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, ondan sonra hâsıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davanın açılmasına davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile S. Belediyesi'nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek S. Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediye'nin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği Çukurova Belediyesi'nin sorumlu olduğu halde, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Çukurova Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğundan ret kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı- İhyaya konu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması isabetsiz olduğu gibi, diğer taraftan; imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, işlemin kapsadığı tüm uygulamalar iptal edilmiş sayılacağından taşınmazın imar planı gereğince ormanda kalması sonuca etkili olmadığı halde, ihya kararından sonra taşınmazın sicilden terkinine karar verilmiş olmasının da yerinde olmadığı-
Kadastro Mahkemesi dosyasında çekişmeli taşınmazlara uygulanan vergi kaydının kapsamı belirlendiğine ve kesinleştiğine göre, bu husus gözetilerek eldeki davaya konu taşınmazların belirlenen vergi kaydı kapsamı içerisinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanıp, kapsam dışında kalıyorsa davalıların zilyetlik savunmalarının değerlendirilmesi, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dosyada mevcut veraset ilamına göre, miras bırakanın dava dışı mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davalının çekişmeli taşınmazda bazı iyileştirmeler ve imalatlar yaptığı yönündeki savunması tanıklarca doğrulanmıştır. Bu durumda, davalı tarafından yapılan iyileştirmeler ve imalatlardan önceki hâli gözetilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın getirebileceği ecrimisilin belirlenmesi, buna göre ecrimisil isteği yönünden davalı hakkında bir hüküm kurulması gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-