Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, yargılama sonuçlanıp hükmün kesinleşmesi tarihine kadar davadan feragat edilebildiğinden feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Dava konusu hisseye isabet eden taşınmazın H. Pişkin tarafından 09.01.1970 tarihli senet ile davacıya satılıp satılmadığının, senedin sınır ve mevkii itibariyle nizalı taşınmaza uyup uymadığının, satın alındığı iddia edilen tarihten itibaren uyuşmazlık konusu taşınmazın kim ya da kimler tarafından tasarruf edildiğinin, Yerel Bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmasının, taşınmaz kadastrodan önce tapusuz bir yer olup, senedin uyması halinde miras payının devredildiğinin (TMK. m. 677 kabul edilmesinin gerekeceği-
Mahkemece; dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre davacı T.’ın dava konusu 17 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istek konusunda herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Tapu iptal ve tescil davasında; dava konusu taşınmazın tevhit parseli olduğu gözetilerek, davacının 9 sayılı parselde temlik edilen payının oranlama yapılmak suretiyle çekişmeli 27 sayılı parsele yansıtılması ve bu oran itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kaydının iptaline karar verilmeden davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilemeyeceği, “İfraz” ibaresi daha dar anlamda olup, iptali kapsamamakta ve aynı anlamı vermediği, doğru, düzgün ve sağlıklı sicil tutma kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece, kendiliğinden göz önünde tutulacağı, hükmün bu haliyle Tapu Sicil Müdürlüğü'nde infazının duraksama yarattığı-
Taşınmazın, haritasında yol olarak gösterilmesinin, bir kadastro işlemi olup, kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlemin “tespit dışı bırakma işlemi” niteliğinde olduğu, böyle bir yerin TMK.’nun 713/I ve 3402 sayılı kadastro kanunun 14 ve 17. maddesi hükümlerine göre tapuya tesciline karar verilebilmesi için, haritasında “yol” olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerektiği-
Davacılar miras bırakanlarının paydaşı olduğu çekişmeli taşınmazlarda ve tüm tedavüllerinde gerek bizzat gerekse davalılardan birine verilen vekaletnamelerle yapılan işlemlerin ve vekaletnamelerin geçerli olmadığını, sahteciliğin söz konusu olduğunu iddia ettiklerinden; bizzat işlem yapılanlar bakımından akit tanıkları; vekaletnamelere istinaden işlem yapılan taşınmazlara ilişkin olarak da vekaletname tanıkları; akitlerdeki ve vekaletnamelerdeki fotoğraflar da gösterilmek suretiyle dinlenilerek; ayrıca imza, parmak izi konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak, anılan akitlerin ve vekaletnamelerin davacıların miras bırakanı tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerekeceği-
Kural olarak tapu iptali davalarının kayıt malikine, onun ölümü halinde mirasçılarına karşı açılacağı, her davanın açıldığı andaki koşullara göre değerlendirileceği, davanın açıldığı tarihte kayıt maliki ölü olup, aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan mirasçılık belgesine göre tek ve yasal mirasçısı olduğundan davanın ona yöneltilmesinin doğru olduğu-
Terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı tapu iptali ve tescil davası açamayacağı-
Kadastral parselin imar uygulaması ile hangi parsellere gittiğinin keşfen saptanması, bu parsellerin maliklerine husumet tevcih edilerek dava açılıp onlaran huzuruyla davanın görülmesi ve ondan sonra sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirtilerek imar sicil kayıtlarının iptali ile kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği-