Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmişse de; davalılardan G. açılan davayı kabul etmiştir. Bilindiği üzere kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, kesin hükmün hukuki neticelerini doğurur. Mahkemece kabul eden davalı bakımından davacıların davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davalı G. bakımından da davanın reddedilmiş olması ve davacı yemin deliline de dayanmış olduğundan bu hususun yerine getirilmeden hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenlerle bozulmasına neden olacağı-
Dava, 775 sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz Yasanın yürürlüğe girmesinden önce Hazine adına kayıtlı olduğundan sonraki el değiştirmelerin neticeye etkisi yoktur. Çekişmeli taşınmazın devri gerekli olan taşınmazlardan olup olmadığının keşfen ortaya çıkarılması, keza aynı taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen kararın da hüküm verilirken değerlendirilmesi, şayet 775 sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca devri gereken taşınmazlardan olduğunun tespiti halinde davanın kabul edilmesi, aksi takdirde reddi gerekirken tüm bu hususular değerlendirilmeden, noksan inceleme yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına nadan olacağı-
Paftasında gösterildiği tarihten itibaren makul sayılabilen süre içerisinde açılmış bulunan davalara bakılmasının ve paftasında gösterildiği tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınmasının gerekeceği, bir başka anlatımla makul süre kaçırıldıktan sonra, tespit öncesi nedenlere tutunularak açılan davanın dinlenme olanağının olmadığı-
Taşınmaz bölümünün, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davacının çekişmeli taşınmazı satış iradesi var ise de, bu hususun vekille alıcının el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırmalarının gerekçesi olamayacağı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında dava 1086 sayılı Yasa döneminde açılmış ve 6100 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski yasa hükümleri uygulanarak yürütüldüğünden, davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığının kabul edileceği-
Kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında dere yatağı olarak gösterilen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddianın vaki olmadığı ve dava tarihi olan 08.07.2003 tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmadığı, bu nedenle; davanın,makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında dere yatağı olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar imar ihyanın tamamlanmasından sonra 20 yıllık sürenin geçmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Baştan beri yolsuz tescil niteliğinde olan tapu kaydının davacıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023. maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı, bu sicilin bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edilebileceği-
Mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmaz dava konusu edildiğine göre, davacıların, anılan taşınmazdaki miras paylarının 1/4'er olduğu gözetilerek, çekişmeli taşınmaz yönünden, davacıların 1/4'er miras payları oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; dava dilekçesinde belirtilen asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında hüküm fıkrasında karar verilmesi gerekirken, taşınmazın satış bedeli yanında dava konusu edilen ve tahsili istenen tazminat istemi hakkında olumlu veya olumsuz yönde bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-