Davalı ile dava dışı şirket arasındaki inşaat yapım sözleşmesi gereğince düzenlenen senede dayalı menfi tespit davasında, davalı alacaklının sözleşmede belirtilen taşınmazların yüklenici firma veya talimatı doğrultusunda 3. kişilere devir ve temlik edildiğini ispat etmesi gerektiği- Davalı söz konusu taşınmazın devir ve temlikini ispatlayamadığı takdirde, davalının hazırlık soruşturmasında alınan beyanında belirttiği üzere arsa bedelini talep etmesinin mümkün olmadığı, bu durumda teminata konu bononun bedelsiz kalması nedeni ile davanın kabulü gerektiği- Taşınmazın yüklenici veya yüklenicinin talimatı doğrultusunda 3. kişilere devir ve temlik edildiğinin ispatı halinde ise, mahkemece söz konusu taşınmazın, bononun vade tarihindeki piyasa rayiç değeri tespit edilerek söz konusu taşınmazın rayiç bedeli karşılığı bononun teminat fonksiyonunun devam ettiği, rayiç bedel dışında kalan kısım yönünden ise teminat fonksiyonunun bulunmadığı gözetilerek davacıların takip tarihi itibari ile ne kadar lira borçtan sorumlu olduğu belirlenerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 89. maddesi uyarınca menfi tespit istemi-
“B.K'nun 53. (TBK'nun 74.) maddesine göre beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Davalı hakkında silahla yağma suretiyle senet imzalattığı iddiasıyla kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece anılan ceza dosyası celbedilerek yağma suretiyle senet imzalatılması iddiasının bu davaya etkisi ve sonucunun beklenip beklenmemesi gerektiğinin irdelenmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, anılan hükmün icra takibine etkisi olmadığı- İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi gerektiği- İhtiyati tedbir isteyen tarafından talep konusu çeklerin "hatır çeki" olarak verildiği hususunda bir delil sunulmadığı, mevcut dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, dolayısıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu-
Haczin haksızlığının, menfi tespit kararının kesinleşmesiyle sabit olduğu; eşiyle birlikte oturduğu evde fiili hacizlere maruz kalan davacının, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğundan bahisle uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiği-
Cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen kararın temlik alan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği- Alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini ispat edemediği gözetilerek, İİK. mad. 169-a/1'da öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını ispatlayamadığından borçlunun itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının birden fazla alacaklı tarafından açılması ve davaların kabulü halinde dava açan alacaklılara hacze iştirak koşulları gözetilerek ödeme yapılmalısı gerekeceği- Hacze iştirak koşullarının belirlenmesinde İİK.nun 100. ve 268.maddesi hükümlerinin gözetilmesi gerekeceği-
Dava konusu bononun, lehtar tarafından ciro edilmesi nedeniyle kızına ondan da taşınmaz satımı karşılığında davalı şirkete geçtiğinin anlaşıldığı, davacılar tarafından davalı şirketin kötüniyetli olduğunun iddia ve ispat edilememesine göre davalı şirket aleyhine açılan davanın reddinde bir isabetsizliğin olmadığı, ancak davacı tarafın senet karşılığında hizmet verilmediği iddiasını senet lehdarına karşı ileri sürebileceği, davalı tarafın senet karşılığında hizmet verip vermediği de yeterince araştırılmadığı gibi kararda bu hususta bir gerekçede yer almadığından, mahkemece davacının verdiği senet karşılığında sözleşmede kararlaştırılan edimin yerine getirilip getirilmediği hususunda gerekli araştırmalar yapılarak gerektiğinde yemin delili de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-