Menfi tespit davasında, davacının ödemekle yükümlü olduğu ortak gider miktarı bulunup bulunmadığının araştırılarak, yapılan fazla ödeme bulunup bulunmadığının tespiti ile yetinilmesi gerektiği- İcra müdürlüğünce yapılan dosya hesabının hatalı olması durumunda taraf vekillerinin icra hukuk mahkemesine itiraz hakları bulunduğu- Mahkemece, ortak gider alacağının ait olduğu yıllara ilişkin kesin hesabın bilirkişice belirlenmesi ve davacının herhangi bir şekilde ödemesi bulunup bulunmadığı ve bunun mahsubu gerekip gerekmediği incelenip araştırılmasından sonra karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, takibin durdurulması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemi uyuşmazlık konusu olup, davacı tarafın, davaya ve takibe konu senetteki imzaya ve senet miktarına bir itirazı bulunmadığı, davacı, senedin ipotek tesisinden sonra iade edilmek üzere davalıya verildiğini, davalı tarafından yırtıldığı intiba uyandırılarak elde tutulduğunu ve sonrasında da icra takibinde bulunulduğunun iddia edildiği, davacının senetteki imzaya ve miktara bir itirazı bulunmayıp, somut olayda; HMK'nın 209/1 maddesinin uygulanma yerinin bulunmadığı- İİK'nın 72/3 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin icra takibinin durdurulması talebinin reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin dava-
Bono vasfındaki kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delil ile ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı tarafa davaya konu senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap talebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin ‘isticvap talebinin reddi’ kararının usule uygun olduğu-
İstirdat davasındaki bir yıllık hak düşürücü sürenin borçlunun tahsil harcını yatırarak dava konusu çeki icra dosyasından teslim aldığı gün başladığı, ilk derece mahkemesi ile istinaf mahkemesinin davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı yönündeki kabullerinin doğru olmadığı- Çekte hiçbir sıfatı olmayan davacı şirket için aktif dava ehliyeti olmadığı- İİK mad.72 uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması halinde artık başka hiç bir sebeple bu bağlamda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de tahsil edilen paranın talebinin mümkün olmadığı-
Taraflar arasında düzenlenen ........... tarihli taahhütnamenin TBK 603. madde uyarınca kefaletin şekline ve kefil olma ehliyetine ilişkin hükümlere tabi olması ve dolayısıyla yasanın TBK 583. maddesindeki şekil koşullarını taşıması gerekeceği, söz konusu taahhütnamenin incelenmesinde, borçluların dava dışı ... ve ... ile davacılar olduğu, taahhütnamede tek bir tarih ve miktarın yazılı olduğu, her bir borçlunun kefalet limitinin ve ödemeyi taahhüt ettiği borcun miktarının ve tarihininde yazılı olmadığı bu nedenle söz konusu taahhütnamenin TBK 583/1. maddesi uyarınca şekli unsurları taşımadığı ve geçersiz olduğu anlaşılmış olup, Bölge Adliye mahkemesince ilk derece mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İstirdat davalarında, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının iddialarını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği-
Ticari satım sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıyla oluşan maddi-manevi zararın tazmini istemine ilişkin davada, karşı davadaki menfi tespit talepleri, tamamen asıl davaya cevap mahiyetinde hususlar olup, asıl davada zaten değerlendirileceğinden ayrı bir dava konusu teşkil etmeyeceği açık olup, davacının menfi tespit taleplerinde hukuki yararı bulunmadığı- Karşı davanın esasında sadece tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceğinden, arabuluculuğun dava şartına tâbi olacağı, öte yandan davacının menfi tespit talepleri de olduğu kabul edilse dahi, bu talepler yönünden davanın tefriki doğru olmayacağından, bu davanın her durumda arabuluculuk dava şartına tâbi olduğunun kabulü gerekeceği-
Grafolog bilirkişi raporuna göre; senetteki imzanın davacıya ait olduğu yönünde görüş belirtilmiş olup bu aşamada davacı tarafça aksi yönde delil ibraz edilmediğinden, tedbirin kaldırılması kararının yerinde olduğu-
Dava konusu 3 adet bononun düzenlenme biçimine göre, davacının keşideci, dava dışı ... A.Ş.’nin lehtar ve birinci ciranta olduğu, davalının ise muhatap bankalar... Bankası ve ...Bankası’na vekaleten hareket eden ve çeklere karşılıksız şerhini veren muhatap bankanın vekili olduğu anlaşıldığı- Davalının çeklerde cirosu olmadığından bu çeklerin haklı hamili olmadığı- Çeklerin fiilen davalının elinde olması onu haklı hamil haline getirmeyeceği-