Kaçak elektrik kullanımından kaynaklı menfi tespit talebi ile abonelik sözleşmesi tesisine ilişkin dava da, kaçak elektrik tutanağında abone grubunun ticarethane olarak belirlendiği, davacı tarafından dava dilekçesinde davaya konu yerin ticari işletme olduğunun belirtildiği görünmekle, davacı tarafın davaya konu işletmeye dair beyanları kendisini bağlayacağından, davalının da ticari işletme olması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun açık olduğu-
İcra takibinden sonra icra dairesinde borcu kabul edem borçlunun açtığı menfi tespit davasında, takibin dayanağı faturaların ödendiğine dair bilirkişinin cari hesap ilişkisini esas alarak hazırladığı rapora göre mahkeme ödeme sonucuna varmış ise de, dava konusu 6 adet faturanın ödendiğine dair borçlu yazılı belge sunamadığından, mahkemece davacı borçlunun icra dairesindeki borcu kabul beyanına itibar edilmesi gerektiği, cari hesap ilişkisine dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Menfi tespit davasının esasen bir eda davası değil " tespit " davası olduğu, dava devam ederken alacağın ödenmesi ve istirdata dönüşmesinde de durum değişmeyeceği, istirdat istemi menfi tespit isteminin kabul edilmesine bağlı ve terditli bir talep olarak ileri sürüldüğü, uyuşmazlık konusunun menfi tespit istemine ilişkin olduğundan, menfi tespit isteminin; 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuğa tabi olmadığı-
Bir kimsenin ancak kendisine ait bir hakkı başkasına temlik edebileceği- Takip dosyasına konu bedelin ya takip alacaklısına ödeneceği ya da bu dosyanın alacaklısı ve borçlusu arasındaki davanın sonucunda borcun olmadığı anlaşılırsa taşınmaz malikine iade edileceği-
Menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğine dair şikayetin 7 gün içinde yapılması gerektiği-
Boş verilen senedin miktar hanesi doldurulurken aynı elin ürünü kalemle doldurulması gerektiği- 350.000,00 TL'lik menfi tespit davasına konu bonoda "3" ve "0" hanelerinin sonradan eklendiği görülmekle davacının kabulünde olan 5.000,00 TL dışında kalan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri yönünden arabuluculuğun dava şartı olarak öngörüldüğü düşünülebilir ise de, anılan maddede "talep sonucu" olan alacak ve tazminat istemlerine değil "dava konusuna" vurgu yapılarak, "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan davalar" için dava şartı olan arabuluculuğun öngörüldüğünü belirtmek gerektiği- Menfi tespit davalarının da konusunun bir miktar paranın ödemesine ilişkin olduğu ve bu husus menfi tespit davalarında ise bir miktar paranın ödenmemesi olarak ortaya çıktığından konu itibariyle menfi tespit davasının da dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerektiği- Davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği, davacının verilen kesin süre içinde arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunmadığı anlaşıldığı, bu nedenle yerel mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Bononun taraflar arasındaki sözleşme ile aynı tarihli olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunmasının, dava konusu bononun "teminat bonosu" olduğunu göstermeyeceği-
Eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle davalı yüklenici tarafından davacı iş sahibi aleyhine yapılıp kesinleşen ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin açılan davada mahkemece tarafların mutabık kaldıkları 162.604,00 TL bedelli proje dışında davalı yüklenicinin üstlenip gerçekleştirdiği imalâtların eksikler dikkate alınarak, ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarı bulunmadığından bedel tenzili yapılmaksızın, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bulunacak miktara ihtilâfsız proje bedeli eklendikten sonra kanıtlanan ödeme mahsup edilerek ve ayıp nedeniyle herhangi bir bedel tenzili-nefaset indirimi yapılmaksızın sonucuna uygun menfi tespit istemiyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile bedel tenzili yapan ve proforma fatura ile teklif formuna göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilemeyeceği-