Dava konusu bononun düzenleme nedeni bulunmaması senedin bono vasfını etkilemeyip kambiyo senedi düzenlenmesiyle mücerret bir borç ilişkisi yaratıldığından, dava konusu bononun teminat bonosu olduğunu iddia eden tarafın bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği-
İİK.nun 72/5 nci maddesine göre, borçlu tarafından açılmış bulunan eldeki menfi tespit davasında, davalı alacaklının borçluya karşı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için giriştiği icra takibinin haksız ve kötüniyetli olması gerekeceği-
Esasa ilişkin bölümü ile yargılama giderleri bir bütün olan menfi (olumsuz) tespit ilamının, esasa ilişkin bölümü kesinleşmeden hüküm kısmının diğer kalemlerinin infazı ve icra takibine konu olması mümkün olmadığından, somut olay yönünden ise alacaklı taraf bu gereğe uymaksızın kesimleşmemiş hükme dayanarak takibe giriştiğinden, İcra Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, İİK.’ nun 89. maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır. Bu davada İİK.’ nun 89/2. maddesi gereğince birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla, takip borçlusu E.Y.’nin üçüncü kişi konumundaki davacı şirketten alacaklı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Somut olayda, takip borçlusunun alacağı, taşeron sözleşmesi uyarınca hak edişler ve elektrik malzemesi satışına dayandırılmıştır. Mahkemece, borçlunun istihkak alacağı faturalandırılamadığından hesaplamada dikkate alınmamış ise de, bu konuda davalı tarafından şirket aleyhine açılan dava davacı lehine sonuçlandığı ve takip borçlusunun şirketten alacaklı olduğunun belirlendiği ileri sürüldüğünden, anılan dosya celbedilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği, öte yandan birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra üçüncü kişi borçluya olan borcunu, yalnız icra dairesinde ödeyebilir. Borçluya yapılacak ödeme geçerli değildir. Başka bir ifadeyle birinci haciz ihbarnamesinden sonra dosya dışında yapılan ödemelerin dikkate alınmaması lazımdır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
TTK.’ nun 599. maddesi, “poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def’ilere müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez, meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun’’ hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca davacının, davalı lehtar ile arasındaki ilişkiden doğan def’ileri davalı hamile karşı ileri sürmesi ancak, davalı hamilin kötü niyetle bonoyu iktisap ettiğini kanıtlaması halinde mümkündür. Somut olayda davalı hamilin kötü niyetle bonoyu iktisap ettiği kanıtlanamamıştır. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek, davalı hakkındaki davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulünün hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava, İİK.’ nun 89. maddesi hükmüne göre açılmış menfi tespit davasıdır. Davanın temelini oluşturan icra takip dosyasından çıkarılan İİK.’ nun 89/1 ihbarnamesinde, borç miktarı olarak... TL. gösterilmiş ve davacı, “davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı” gerekçesiyle dava açmıştır. Bu durumda müddeabih birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen miktar olup, bu miktarın üzerinden eksik harç ikmal ettirilip, uyuşmazlığın çözümü gerekirken, dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilen miktar müddeabih gibi değerlendirilip, davalının kabul beyanı doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasında, çeklerdeki keşide yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
Dava konusu bonoda ihdas hanesinde “malen” kaydı bulunmasına rağmen bu bono karşılığında borç verdiğini iddia eden tarafın, bu iddiasını ispat etmek zorunda olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin; “davalı/karşı davacı Bankanın, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmiş olduğu gözden kaçırılmayarak, eldeki davaya konu faiz alacağının ilişkin bulunduğu dönem itibariyle, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen bankalar dışındaki diğer bankaların ve aracı kurumların uyguladıkları repo, ters repo, O/N (OverNight) faiz oranlarının ve aynı dönemdeki İstanbul Menkul K.ler Borsası verilerinin araştırılıp saptanması; bu şekilde, davacının mevduat hesabına uygulanmış olan faiz oranlarının aşırı olup olmadığının belirlenmesi” olduğu-