Uyuşmazlığın, işçi-işveren ilişkisi nedeniyle verilen senetten kaynaklanmasına ve iş hukuku hükümlerinin uygulanmasının gerekmesine göre davanın iş mahkemesinin görevine gireceği-
Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. BK.’ nun 182/2. maddesinde ise “aksine âdet veya sözleşme mevcut değil ise, satıcı ile alıcının borçları aynı anda ifa etmekle mükellef oldukları” hükme bağlanmıştır. Bu durumda “verdiği çekler karşılığında kendisine mal teslim edilmediği” şeklindeki davacı iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekeceği-
İİK.'nun 72/VII maddesi uyarınca açılan (geri alma) davasında -kanunda ayrıca tazminat öngörülmemiş olduğundan- mahkemece tazminata hükmedilemeyeceği-
Keşidecinin mirası, iştirak halinde olup davaya tüm mirasçıların katılım veya muvafakatleri yada terekeye mümessil tayini sağlanmadan devam olunamayacağı-
Ceza mahkemesinde saptanan maddi vakıalar hukuk hakimini de bağlayacağından ceza mahkemesinde açılan davanın sonucunun beklenmesinin gerektiği-
Davanın, menfi tespit talebine ilişkin olduğu, dosya kapsamından ipotek verilen taşınmazın ipotekle yükümlü olarak davacıya devredildiğinin anlaşıldığı, kural olarak ipotek veren üçüncü kişinin borçtan şahsen sorumlu olmadığı, yerel mahkemece, açıklanan bu husus dikkate alınmadan, ipotek veren üçüncü kişinin borçtan şahsen sorumlu tutulması sonucunu doğuracak şekilde yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe itiraz edilmemiş olmasının menfi tespit ve istirdat davası açılmasının engellemeyeceği-
Menfi tespit ilamında hüküm altına alınan alacağın istenebilmesi için bu kararın kesinleşmesi gerektiği-
Borçlunun takip masrafları ve takipten sonra işlemiş faizle ilgili ödemede bulunmadan menfi tespit davasına bakan mahkemece verilmiş olan tedbir kararına istinaden borçlunun taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılamayacağı-
Olumsuz tesbit davası sonunda alınan ilamın "yargılama giderleri, vekalet ücreti ve tazminat"a ilişkin bölümlerinin bir bütün olduğu, davanın kabulü ya da reddi halinde, ilam kesinleşmeden ilamın bu bölümlerinin infaz edilemeyeceği (takibe konulamayacağı) ve ilam kesinleşmeden bu konuda yapılmış olan takibin şikayet üzerine iptaline karar verilmesi gerekeceği-
