Haklı bir neden olmaksızın kiralananın erken tahliyesi halinde kiracının tahliye tarihine kadar kira ile tahliye tarihinden itibaren de kiralananın yeniden aynı koşullarda kiraya verilebileceği süre kadar kira tazminatından sorumlu olacağı, bunun yanında kiracının kiralananda yaptığı değer artırıcı masrafları kiraya verenden isteme hakkının olduğu, ayrıca kiralananda kalan demirbaşların aynen iadesi mümkün olmaz ise bedelinin tahsilinin de istenebileceği-
Davacının ticari faaliyeti çerçevesinde imalatçı davalıdan satın aldığı malın bozuk ve eksik çıktığı gerekçesiyle kesilen iade faturası bedelini tahsili istemine ilişkin itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
İcra dairesindeki kefaletler, ilam mahiyetini haiz belgelerden olup ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi şeklinde düzenlenen İIK.'nın 38. maddesine göre ve ilama müstenit takip, son muamele üzerinden 10 sene geçmekle zamanaşımına uğracağı şeklindeki İİK.'nın 39. maddesine göre; somut olayda, davalı-alacaklı tarafından dava dışı şahıs aleyhinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmış, davacı ise haciz sırasında icra kefili olmuş; ancak icra kefaleti, kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden 818 sayılı BK.'nın 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup icra kefili yönünden, yapılan son işlem tarihinden dava tarihine kadar bu zamanaşımı süresi gerçekleşmemiş olduğundan mahkemece bu yönde bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dava konusu çeklerin, hisse devri bedeli karşılığı verildiği anlaşılmakta olup her ne kadar hisse devrine ilişkin olarak noterlikçe düzenlenen belgede bedel olarak miktar olarak yazılmış ise de tutanakta açıkça hisse devir bedelinin yazılmış olduğunun ve bu bedel karşılığında dava konusu çeklerin davacı tarafından düzenlenerek davalıya verildiğinin belirtilmiş olmasına göre bu durumda mahkemece gerçek satış bedelinin tutanakta yazan bedel olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Menfi tespit, istirdat ve çek iadesi niteliğindeki eldeki ticari davada, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilip yargılamaya devam edilmesinin gerekeceği-
İcra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı istemine ilişkin kooperatif ile üyesi arasındaki davanın HUMK'nın 17. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) ve TMK'nun 51. maddesi uyarınca kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, mahkemece, davalı kooperatifin merkezinde değişiklik olup olmadığı da gözetilerek, kooperatif muamelelerinin yürütüldüğü merkezin bulunduğu yer, dava tarihi itibariyle tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Keşideci davacı tarafından çekteki lehdar cirosundaki imzanın sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasında, 6762 sayılı TTK' nun 589. maddesi ; ''Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden helal gelmez.'' gereğince, 6762 sayılı TTK' nun 730/3. maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olup somut olayda, davacı keşideci, davaya konu çekteki kendi imzasını inkar etmediğinden, mahkemece uyuşmazlığın imzaların bağımsızlığı (istiklali) ilkesi gözetilerek çözümlenmesi gerekeceği-
Davalı yeni malikin kiralananı satın alarak eski malik ile düzenlenen 1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin halefi olduğu, 1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel hükümler bölümünün 7. maddesinde; “...kira artışının TÜFE nispetinde olacağı...”nın kararlaştırıldığı, bu artış şartının belli ve muayyen olup tarafları ve sözleşmenin halefi olan davalı yeni maliki bağlayacağı-
Davacının, davaya konu kambiyo senedindeki imzayı inkar etmiş olduğu davada, mahkemece hükme esas alınan imza incelemesi raporları, davalının resmi belgede sahtecilik suçundan yargılandığı ceza ve icra hukuk mahkemesindeki dava dosyalarından aldırılmış raporlar, ceza mahkemesi kararının temyiz incelemesinde olup, henüz kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, icra mahkemesi kararları da takip hukuku yönünden bağlayıcı olup, maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmemekte olduğundan, mahkemece, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiralayanın, kiralanana ait aidat-elektrik ve su paralarını ancak ödedikten sonra kiracıya rücu edebileceği- Asıl alacağa uygulanan faizinTBK.'nun 88 ve 120.maddeleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği-