Aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmeyeceği, zira belediyelerin görevleri 5393 Sayılı Yasa'nın 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının zorunlu olmadığı-
Borçlunun tek başına yaşadığı da nazara alındığında hale münasip olarak belirlenen ev değerinin yüksek olduğunun kabulü gerekeceğinden, gerektiğinde yeniden keşif yapılarak, borçlunun, meskeninin bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitten sonra, borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Maden işletmesi için de gerekli olan aracın haczinin, münferiden değil, Yasa'nın 40/2. maddesi doğrultusunda maden işletme ruhsatı ile işletme hakkının tamamının haczi kapsamında yapılmış bir haciz işlemi olduğunun anlaşıldığı, o halde; mahkemece, Yasa'ya uygun şekilde haczine karar verilen araç üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Meskeniyet şikayetine ilişkin dosyanın parsel yönünden yeniden inceleme yapılarak karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğinden, işin esasına da girilemeyeceği ancak buna rağmen davalı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddedildiğine ilişkin mahkeme kararının çelişki oluşturtuğu-
Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanmasının ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiği- Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı, satışa esas alının son haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmadığı, bu hakkın kullanılmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
6745 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda yapılan değişikliğin, tasarrufu hukuken kısıtlanan, ancak fiilen müdahalede bulunulmayan el atmalar için düzenlendiği, söz konusu değişiklik, el atmada uygulanamayacağından ve takibe dayanak ilam, taşınmaza fiilen el atılmasından kaynaklı tazminata ilişkin bulunduğundan, şikayete konu taşınmaz üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denildiği- Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerektiği-
Süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verilmesi halinde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğine göre, HMK. mad. 353/1-b-1 gereğince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-