Şikayete konu taşınmaz borçlu adına kayıtlı olmayıp, taşınmaza İİK'nun 85. vd. maddelerine uygun konulmuş bir haciz de bulunmadığı nazara alınarak borçlunun şikayette aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gibi şikayetin konusu da olmadığından, şikayetin reddi gerektiği-
Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceğinden, haciz yazısında belirtilen .............. Bankası hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaplara haciz tarihinden altı ay öncesine kadar yatan paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenerek, alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerine, eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Banka hesapları yönünden belediye meclis kararı başlığı altında kamuya tahsis edilen hesap numaralarını gösterir belge ile yetinilerek dosyanın bilirkişiye tevdii doğru olmayıp her hesaba ilişkin ayrıntılı hesap dökümü getirtilmek suretiyle hesaptaki paraların niteliği hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Mahkemece şikayete konu banka hesapları üzerinde Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde banka hesapları yönünden haczedilmezlik şikayetinin reddi, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceğinin gözetilmesi; şikayete konu haczedilen taşınmaz yönünden de keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçiye ait taşınmazın değerinin, arsa ve üzerindeki yapının toplam değerinden borçlunun hissesine düşecek miktara göre tespit edilmesi gerektiği- Mahkemece, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın gerek arsa gerekse üzerindeki yapının toplam değerinin borçlunun hissesine göre hesaplanması sağlanarak, şikayete konu taşınmazdaki borçluya isabet edecek hisse değeri tespit edilerek bu tespite göre borçlunun haline münasip alabileceği ev değeri belirlenerek, bu değerler arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği-
Özel hastanenin devrinin Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 69. maddesinde düzenlendiği, 27.03.2002 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Yönetmeliğin 69. maddesi değiştirilerek; " Her ne sebeple olursa olsun devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen özel hastaneler devredilemez” düzenlemesinin getirildiği- Özel hastanenin faaliyetinin 20.03.2015 tarihinde askıya alındığının görüldüğü- Bu durumda, ... kuruluşunun ruhsat devrinin, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlanmış olduğu- Devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyen (faaliyeti askıya alınmış bulunan hastanelerin) devredilemeyeceği- Ancak, özel ... kuruluşu ruhsatının icra dairesi tarafından satış işlemleri 21/03/2014 tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devrinin gerçekleştirilebileceği- İİK'nun 78/1. maddesi uyarınca, “Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir”, aynı kanunun 106. maddesinde ise; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” düzenlemeleri mevcut olup, satış işlemi ancak hacizli mal üzerinden yapılabileceğinden, haczin, satış işlemlerinin başlangıcı olduğunun kabulü gerektiği-
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, sosyal ve ekonomik durumuna uygun daha mütevazi semtlerde edinebileceği meskenin değerinin de bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesinin önem arz edeceği- Mahkemece; öncelikle borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına aktif olarak kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının belirlenmesi suretiyle, haciz tarihinde borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de sosyal ve ekonomik durum raporu ile tespitinin yapılması, iş bu tespite göre borçlunun haline münasip alabileceği ev değeri belirlenerek, bu değerler arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin "90.000,00 TL" olduğu, borçlunun haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedelin ise "60.000,00 TL" olduğu belirtildiğinden, borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip haline münasip meskeni edinebileceği evi 60.000,00 TL’ye alabileceği saptandığından, İİK. mad. 82/2 gereğince mahcuzun 60.000,00 TL’den az olmamak üzere satılmasına ve 60.000,00 TL’nin borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği- Raporda şikayete konu mahcuzun borçlunun haline münasip olduğu belirtmekle birlikte borçlunun haline uygun alabileceği ev değeri net ve kesin olarak tespit edilmediği gibi alt sınır itibariyle de mevcut meskenle arasındaki farkın ayırt edici olmadığı görüldüğünden, mahkemece bilirkişiden İİK.'nun 82/2. maddesine uygun olarak rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Ancak bağımsız bir kat irtifakına geçilmemiş arsa vasfında olan taşınmazda bulunan borçlu hissesinin değeri tespit edilebilmesi için, arsa ile arsa üzerinde bulunan yapının toplam değerinin birlikte tespit edildikten sonra, bu değerden borçlu hissesine düşen miktar belirlenmek suretiyle hesap edileceğinden, şikayete konu taşınmaz tapu kaydında bağımsız bölüm olarak kayıtlı olduğundan bilirkişi tarafından bağımsız bölüm değeri ve haline münasip alınacak ev değerinin hesaplanması gerekirken arsa payı bedeli tespiti ile düzenlenen bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, şikayete konu bağımsız bölümün satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli olan miktarın kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taşınmazın 2/32 hissesine konulan haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece; İİK.'nun 82. maddesinde belirtilen ilkeler ışığında gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra, borçlunun ve ailesinin geçimini sağlaması için yeterli arazi miktarı ile arazi üzerinde yetiştirilebilen ürün de dikkate alınarak, borçlunun, İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 4.ve 7. bentleri kapsamında faaliyetlerini sürdürebilmesi için traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu traktörün kıymeti ve borçlunun haline münasip traktörü alabilmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, traktörün kıymeti, borçlunun haline münasip traktörün bedelinden fazla ise satılmasına, satış bedelinden İİK.'nun 82. maddesinde nitelikleri belirlenen traktörü alabilmesi için gerekli olan paranın borçluya bırakılmasına, kalanın hak sahiplerine ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-