Yurtdışından ithal edilen ilaçlar hakkında düzenlenen ruhsatlarda, adına ruhsat düzenlenen kişinin ilacın gerçek sahibi olmayıp, asıl sahibinin orijin (lisans sahibi) firma olduğu- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ise ürünün asıl sahibi olan lisansör firmanın izni ile mümkün olduğu, bu şekildeki ilaç ruhsatının, ruhsat sahibine ilaç üzerinde müstakil bir hak bahşetmeyip, lisans sahibi ile arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı, lisansör firmanın izni olmaksızın başkasına devri mümkün olmayan bir kullanım hakkı verdiği- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ancak ürünün asıl sahibi olan orijin (lisans sahibi) firmanın izni ile mümkün olduğundan, lisans sahibi olmayan kişinin borcundan dolayı haczinin de mümkün olmadığı-
“Hastane işletme ruhsatı”nın, bir ticari işletme olan özel hastaneden ayrı ve müstakil bir ekonomik değer sahip olduğu ve tek başına devrinin mümkün bulunduğu sonucuna –TC Sağlık Bakanlığı’nda alınacak cevaba göre- varılması halinde, icra mahkemesince, “hastane işletme ruhsatı üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddine”, aksi halde ise “şikayetin kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Belediyelerin İller Bankası payı, vergi, resim ve harçları, cenaze arabası, çöp arabası, ambulans, otobüs ve itfaiye aracı gibi niteliği gereği kendiliğinden kamuya tahsisli mallarının haczi halinde şikayetin kamu düzeni ile ilgili sayılacağı-
Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak tek çatı altında birleştirildiklerinden, bu kurumlardan alınan maaşların haczedilemeyeceği-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, ipoteğin “mesken kredisi”, “esnaf kredisi”, “zirai kredi” gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekeceği; zorunlu olarak kurulan ipoteğin “meskeniyet şikayeti”ne engel teşkil etmeyeceği-
Borçlunun ekonomik ve sosyal durumunun iyi olmasının, meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmediği gibi, birden fazla konutunun olmasının ya da o konutta oturmamasının, meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil etmeyeceği-
Belediye’nin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için, haczedilen malların fiilen kamu hizmetinde kullanılıyor olması gerekeceği- Kaydına haciz konulan taşınmazın başında mahkemece bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunun belirlenerek, ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-