Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olduğu-
Borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlar, ''çamaşırhane ve çeşme ve meydan'' vasfıyla, diğer taşınmaz ise, tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir''şerhiyle birlikte, Belediye adına tapuda kayıtlı olduğundan, mahkemece, taşınmazların nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlar, ''çamaşırhane ve çeşme ve meydan'' vasfıyla, diğer taşınmaz ise, tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir''şerhiyle birlikte, Belediye adına tapuda kayıtlı olduğundan, mahkemece, taşınmazların nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-İİK m.82,16
Tebligat Kanunu'nda değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa’nın 11.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği, Yasa’nın yürürlük tarihinden sonra yapılan bu tebligatlarda, tebligatın iadesinden sonra borçlunun mernis adresi araştırılmadan ve daha önce aynı dosyadan kendisine usulüne uygun bir tebligat yapılmadan doğrudan TK 35. maddeye göre yapılan tebligatların usulsüz olduğu-
Haczedilmezlik şikayetinin Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmayıp, şikayette hasım yanlış gösterilse veya hiç gösterilmese bile reddedilmeyip doğru hasma şikayet dilekçesi tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, şikayete konu taşınmazın haczi ve kıymet takdiri ilgili vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yerinin olmadığı, dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal sürenin işlemeye başlamayacağı, bu itibarla kıymet takdiri raporunun vekil yerine borçlu asile gönderilmesinin yasaya aykırı olduğu-
Adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklığı oluşturan ortaklardan her biri şikayet hakkına sahip olup, hakedişlerin borçluya ait olmayıp borçlunun ortağı olduğu adi ortaklığa ait olduğu iddiasıyla haczin kaldırılmasına dair talebin süresiz şikayete tabi olduğu-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takip yapıldığı, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, dişçi koltuğunun haczedildiğini, heczedilen menkulün mesleği için gerekli olduğunu beyan ederek takibin iptalini, haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, mahalinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, haczin yapıldığı adresin diş hekimliği muayenehanesi olarak kullanıp kullanılmadığı, muayenehane olarak kullanıldığının değerlendirilmesi halinde ise İİK.'nun 82/1-2. bendi ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun talebinin emekli maaşının 1/4'ünden fazlasına konulan haczin kaldırılması olduğundan, bu hali ile talebin İİK'nun 82/1. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti olduğu-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekeceği,zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklandığı, bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceğinden, mahkemece lehine ipotek şerhi olan 3. kişiden ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-