Yabancı hakem kararına konu olan uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK'nın 4.maddesi kapsamında bir ticari dava olduğunun belirlenmesi halinde, tenfizin de, Asliye Ticaret Mahkemesinin, ticari dava olmadığı hallerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacılar ile davalı arasında imzalanan sözleşme bağımsız mahiyette olup kendi başına hüküm ifade etmekte olup, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili bir sözleşme olmadığından görev hususunun da bu doğrultuda değerlendirilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna gidileceği-
Davanın eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açıldığı,HMK mad.114 uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK mad.27 de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğu-Olayda, tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olup tacir olduğu, uyuşmazlığında ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığı için davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevi olduğu, mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Aynı olay nedeni ile açılan davada davalı şirket yönünden tefrik kararı verilerek gerçek kişi davalılar hakkında görevsizlik kararı verilmesinin yargılamanın temel prensiplerinden olan usul ekonomisi açısından doğru olmadığı, davalar arasında bağlantı olduğu ve tahkikatın birlikte yürütülmesinde hukuki menfaat bulunduğu- Bu durumda mahkemece, tefrik kararı verilmeden işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu- Ticari davalara, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemiyle açılan davada , 6102 Sayılı TTK. mad. 1483/I. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacaklarının belirtildiği ve aynı yasanın 4. maddesinde de bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağından, uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmasından dolayı Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Alacağın doğumuna veya miktarına karşı değil de sıra cetvelindeki paylaştırmaya itirazların İcra Mahkemesinde çözüleceği- HMK.' nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davalarında Asliye Hukuk Mahkemesi' nin görevli olduğu-
6102 sayılı TTK'nın 595.maddesindeki düzenlemeye tabi limited şirketin pay devrinden kaynaklanan davada görevli mahkemenin; aynı yasa 4.ve 5. maddeleri gereğince, uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olduğundan, asliye ticaret mahkemesi olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Eser sözleşmelerinin, 6532 s. TKHK’da tüketici işlemlerinden sayılmakla birlikte, bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi açısından güdülen amacın kullanmak için konut edinmek olmadığı, güdülen amacın arsanın değerlendirilmesi, yapılan daireleri satma veya kiraya vermek olduğu dikkate alınarak, görevli mahkemenin ‘tüketici’ değil, ‘ticaret’ mahkemesi olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Salt kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikteki (kullanacağı evi için dolap yaptırmak, badana-boya yaptırmak, şahsi aracını tamir ettirmek...vb. gibi) dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin, 6502 sayılı Tüketici Kanununun kapsamına girdiği (mad. 3/l.); arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davaların bu kapsamda kabul edilemeyeceği; tarafların tacir olmadığı, buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı anlaşıldığından ve TTK'nın 4/1. maddesinde TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince çözülmesi gerekeceği-