Hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği(HMK. mad. 26)-
Reşit olan kimse bekar da olsa ailesiyle birlikte oturmaya zorlanamayacağından ve reşit olan ihtiyaçlının bekar dahi olsa ayrı oturma isteği olağan olduğundan, ihtiyaç iddiasının kanıtlandığının kabulü ile tahliyeye karar verilmesi gerektiği- Kira artırma talebinde bulunulmasının kiralayanın ve mal sahibinin yasal hakkı olduğundan bu durumun onun aleyhine yorumlanamayacağı-
Mahkemece talep edilmemiş aylar için de kira alacağının tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu- Davalıların kiracılığının eski olduğu sabit olmakla, kiralananda yapılan iş gereği iddia edilen zararın hor kullanım ve olağan kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasar ayrımı belirgin bir şekilde yapıldıktan sonra, kullanım süresi ile de orantılı olarak yıpranma payının hesap edilip alacaktan düşülerek, yokluğu veya hasara uğradığı tespit edilen demirbaşlar için yine yıpranma payı düşülerek ve birim hesabı yapılarak denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği-
HMK’nun 26. maddesi uyarınca “hakimin,tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
Hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-
Davacı dava dilekçesi ile 3.770 TL'nin faizi ile iadesini istemiş olduğundan mahkemece taleple bağlı kalınarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizi işletilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu; ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği -
Davacının "günde kaç saat çalıştığı"nı belirterek "fazla mesai ücreti talep etmesi"ne ilişkin açılan davada, bilirkişi incelemesi sonucu daha fazla çalıştığı tespit edilse de, mahkemece talep sonucuyla bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edecek şekilde talep edilenden fazlaya hükmedilemeyeceği-
Usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından, taleple bağlılık kuralı (HMK. mad. 26) gereği usule uygun davası bulunmayanlarla ilgili hüküm kurulamayacağı-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu- İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu- Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğinde olduğu- Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- Genel bazı vakıalar göz önüne alınarak işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılabileceği- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün olmadığı- İşçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabileceği- Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği- İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği- HMK’nun 26. maddesine göre davacının talebinin aşılamayacağı-
Kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, resmi tatillerde kullandırılmayan izin ile şua izni, 2012 yılına ait yıllık ücretli izin, 2012/Mart ayına ilişkin 7 günlük ücret ile yine bu ayın nöbet ücreti alacaklarının tahsilinin talep edildiği davada, taraflar arasında davacı işçinin iş sözleşmesinin nasıl sona erdiği hususunda uyuşmazlık bulunduğu- Dosya içeriğindeki CD çözümü yaptırılıp gerekirse davacının hazır olduğu bir ortamda izlenip bu kişinin davacı olup olmadığının tespiti ile “istifa dilekçesinin aldatılarak alınma” savunmasının değerlendirilmesi gerektiğinden, eksik incelemeyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemenin itibar ettiği birinci ıslah dilekçesinde artırılan tutarlara ilişkin davacının faiz talebi olmamasına rağmen bu tutarlara faiz yürütülmesi de 6100 sayılı HMK.’nın 26 ncı maddesine aykırı olduğu-