Mahkmece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı- Davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup; dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talep bulunmadığından talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davalı-davacının usulüne uygun bir ıslah talebi bulunmamasına rağmen, kadın lehine talepten daha fazla miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
HMK'nun 26. maddesinde Taleple Bağlılık İlkesi başlığı altında "(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Buna göre hakim tarafların talepleri ile bağlı olup, bu talepten başka bir şeye karar veremeyeceği-
Uluslararası karayolu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, MK m.26 gereğince hakimin, tarafların talep ve sonuçlarıyla bağlı olup, fazlasına karar veremeyeceği, bilirkişi raporunda çıkan meblağın tarafların talebini aşması durumunda da tarafların talebiyle bağlı kalınılacağı-
Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, taraflara muris babalarından intikal eden ev, depo ve zeytinlik niteliğindeki ... sayılı taşınmazın murisin ölüm tarihinden bu yana davalı tarafından kullanıldığını öne sürerek elatmanın önlenmesine, her bir davacı için dava tarihinden geriye dönük olarak 6.500'er TL, ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonrası için ise aylık 150'şer TL ecrimisilin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.HMK’nın 26. maddesinde; "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ancak; taşınmazda bulunan depo yönünden davacılar tarafından dava tarihinden geriye dönük olarak beş yıllık ecrimisil istendiği halde, mahkemece talep aşılmak suretiyle, dava tarihinden geriye doğru 12 yıllık dönem hesaplanarak ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün depo için hesaplanan ecrimisil bedeli yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince ‘Geçici Kira İndirimi’ açıklamasıyla ödenen son kira bedeli dikkate alınarak, davacının talep edebileceği bir yıllık cezai şart tutarı hesaplanmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; son dönem iş yeri kira bedeli 6.117,12 Euro+ KDV olup, tarafların anlaşması ile geçici olarak ödenen tutarın geçerli kira bedeli olarak dikkate alınmasının doğru olmadığı, kaldı ki bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından önce verilen ............. tarihli mahkeme kararında da indirimsiz kira tutarı esas alınarak hüküm kurulmuş olup, davalı tarafça verilen istinaf dilekçesinde bu hususa açıkça itiraz edilmediğinden, ilk derece mahkemesince; aylık kira bedelinin 6.117,12 Euro olduğu ve buna göre hesaplanan cezai şart tutarı dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Takdiri indirim oranının kısmi talebe uygulanarak talep edilen 10.000 Euro ceza şart üzerinden %50 indirim uygulanmak suretiyle taleple bağlılık ilkesine aykırı olacak şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve ondan fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği- Somut olayda, tarafların cezai şartın iptali talebi olmadığı halde davalı lehine cezai şart bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının Vakfın evladı olduğunun tespitine karar verilmesini istediği halde, Mahkemece talep aşılarak tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilemeyeceği-
Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 392. maddesi hükmü gereğince vekilin, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunlu olduğu, somut olayda; davacının davalıya .............. tarihinde satış yetkisini de içerir vekaletname verdiği, davalı vekilin bu vekaletname ile davacının maliki olduğu altı adet daireyi sattığı, taraflar arasında düzenlenen ........... tarihli belgede, davalı tarafça satılan daireler karşılığı elde edilen toplam 208.500.000.000 eski Türk Lirası yönünden davacının davalıyı ibra ettiğinin anlaşıldığı, .............. tarihli belgede yer alan ibra hükümlerinin tarafları bağlayacağı hususu açık olup, mahkemece, düşük bedelli daire satışına ilişkin talep bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Davacının talebinin, davalı tarafça kiraya verilip de kendisine ödenmeyen 15.000TL'ye ilişkin olduğu halde mahkemece, hükme esas alınan rapordaki hesaplamaya göre davacı talebi aşılmak suretiyle 18.476 TL kira alacağı olduğunun tespitinin mümkün olmadığı-
Davacının talebi dikkate alınmadan talebi aşacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-