Alacaklı tarafından imzaların kaşe ile oluşturulduğunun iddia edilmesine ve bilirkişi tarafından da imzanın sahte oluşturulduğunun tespit edilmiş olmasına göre, çekteki imzanın ıslak imza mı yoksa kaşe imza mı olduğu hususunda yeniden rapor alınması gerektiği-
Takip talebinin alacaklı bölümünde S. Sorkuncuk ve Mass Ayakkabı.. Ltd.Şti.’nin gösterildiğinin, borçlulara çıkartılan ödeme emrinde alacaklı olarak sadece S. Sorkuncuk ismine yer verildiğinin görüldüğü, borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı S. Sorkuncuk’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, S. Sorkuncuk’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınacağı, ............... tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede olması halinde alacaklının yetkili hamil olup olmadığı konusu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
TTK'nın 818/1. maddesinin (c) bendinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK'nın 678. maddesinde; "Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur..." hükmünün yer aldığı, borçlunun atmış olduğu imzadan sorumluluğu için senet üzerinde imzasının bulunması yeterli olup, ayrıca borçlunun isminin yazılı olmasının da gerekli olmadığı-
TTK’nın 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesine aykırı olarak çift vadeli düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağının belirtilmiş olduğu- Ancak yerleşik içtihatlar uyarınca düzenlenme tarihinin, bononun üst bölümünde vade tarihi kısmında tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği-
Takip dayanağı çeklerin arka yüzlerinin incelenmesinde; birinci cirantanın kaşe ve imzasının üst kısmında, " .......... Otelcilik ve Turizm AŞ. Tarafından .......... Turizm Seyahat AŞ.’ne çek 27.08.2019 tarihinde imzalanan ‘ Konaklama Sözleşmesine’ istinaden cirolanmıştır" ibarelerinin yazılı olduğunun görüldüğü, anılan ibarelerin çekin teminat senedi olduğunu gösterdiği, ayrıca bir sözleşme bulunması gerekmediği gibi, bu suretle şikayetçi borçlunun sunulan sözleşmede taraf olmamasının da sonuca etkili olmadığının kabulü gerekeceği- Takibe konu belgelerin TTK'nın 780/1-b maddesinde belirtilen kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermediğinden kambiyo senedi vasfında olmadığı, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektireceğinden Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 170/a maddesinin 2. fıkrası gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu bonoda itirazda ve şikayette bulunan borçlunun lehdar/ciranta olduğunun görüldüğü, bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu lehdar hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu, takip dosyası içeriğinden keşideciye ödememe protestosu gönderilmediği anlaşıldığından, borçlu ........... hakkındaki takibin İİK’nın 170. maddesi uyarınca iptali gerekmekte ise de borçlunun dilekçesinde takibin durdurulması yönündeki talebiyle bağlı kalınarak durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Senet üzerinde bulunan “24.01.2018 tarihli protokole istinaden düzenlenmiştir.” ibaresi, tek başına senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli değil ise de bu ibare, 24.01.2018 tarihli protokolle birlikte değerlendirildiğinde; protokol içeriğindeki taraflar, miktar ve vade tarihi takibe konu bono ile aynı olup, bahse konu bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğinin, ilgili maddelerde belirtildiği şekilde kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinin anlaşıldığı, ayrıca senet metninden anlaşılan mutlak def’i mahiyetindeki iddiaların senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebileceği, o halde mahkemece, İİK'nın 170/a-2 maddesine göre takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlulardan takip dayanağı senedin keşidecisi .........'nin, aynı senetteki şirket kaşesinin sahte olduğu iddiasına ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı .............. Ağır Ceza Mahkemesinin ............. Esas sayılı dosyasının ........... tarihli duruşmasında "... esasen ben 2015 yılında 1.500.000 TL faizle borç almıştım, daha sonraki aşamada bu borç ödenmediği için en nihayetinde 4.700.000 TL'lik bir senet vermek durumunda kaldım, ben 2015 senesinde borç aldığımda çek vermiştim, çeki zamanında ödeyemeyince borç katlandı, dolayısıyla her aşamada bir başka çek veya bono tanzim etmek durumunda kaldım" şeklindeki savunmasından borcu kabul ettiği sonucuna varıldığı, adı geçen borçlunun 6100 sayılı HMK'nın 188/1 maddesi gereği mahkeme içi ikrar olarak kabul edilmesi gereken bu beyanı karşısında, İİK'nın 170/a-son maddesi uyarınca takibin dayanağı olan senedin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Takip konusu senetlerden ........... tanzim, ............. vade tarihli icraya konu senette tanzim yeri bulunmadığının görüldüğü, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf edenin sıfatı dolayısıyla keşide yeri olmadığının göz ardı edileceği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; İİK 170/a-2 gereği re'sen incelenmesi gerekeceğinden hükmün yerinde olmadığı, bu durumda, takip dayanağı senette tanzim yeri bulunmadığından, mahkemece bu senede münhasır olarak İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlular vekili icra mahkemesine verdiği dilekçesinde 15.000,00 TL'lik çek keşide ettiklerini, çekin tahrifatla 115.000,00 TL yapıldığını beyan ederek bu nedenle takibin iptalini istemiş olup, bu beyan ile İİK md.170/a-son maddesi gereğince borç kısmen de olsa kabul edildiğinden çekte ibraz tarihinin olmaması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, takibe konu çekin tahrifata uğrayıp uğramadığına dair işin esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekirken re'sen yapılan inceleme sonucu çekte ibraz tarihi bulunmaması ve bu nedenle takibe dayanak senedin kambiyo vasfında olmaması nedeniyle takibin iptaline dair karar verilmiş olmasının, Bölge Adliye Mahkemesince de bu husus gözden kaçırılarak istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-