Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde küçüğün babaya bırakılamayacağı-
Babanın cezaevinde uzun süreli hükümlü bulunduğu, cezaevi idaresinden görüş günleri de sorularak çocukla kişisel ilişkiye yatılı kalmayacak ve infazı kabil olacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Davacı annenin ev hanımı olması, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve günün ekonomik koşulları ve davalı vekilinin duruşmadaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde takdir edilen aylık 75,00 TL iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağı açık olup, nafaka miktarının TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun, daha yüksek bir miktara hükmedilmesi gerekeceği-
Kişisel ilişkinin değiştirilmesine ilişkin davaya aile mahkemesi olmayan yerlerde, "aile mahkemesi" sıfatıyla bakılması gerekeceği-
Ana ve baba farklı şehirlerde ise,baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli bir haftasında, dini bayramlar, yarıyıl ve yaz tatillerinde uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerektiği-
Boşanma davasından sonraki tehdit ve hakaret eylemlerinin kusur olarak kabul edilemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan diğer olayların ise davacı- davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedileceği-
Kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun yararının yanında bedeni ve ruhi gelişmesi gözönüne alınacağı gibi analık ve babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi, görüşme süresinin yeterli olması gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olması gerekeceği-
Anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istemin gündeme getirilebileceği; velayet hakkı kendisine verilen tarafın her zaman için karşı taraftan iştirak nafakası talep edebileceği-