İştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkin davada, davacı babanın işçi olduğu, kendisine ait evde oturduğu; davalı annenin ise öğretmen olup annesine ait evde oturduğunun anlaşılması halinde, davacı babanın dava tarihinde ödemekte olduğu 518 TL meblağın tespiti ile yetinilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda, davacı kocanın ve müşterek çocukların velayetlerinin verildiği annelerinin ayrı şehirlerde yaşaması halinde, çocukların yaşları da dikkate alınarak, yatılı kalacak şekilde ve üçüncü kişilerin gözetiminde olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Boşanma davası sırasında boşanmanın temini amacı ile protokol hükümleri gereğince ödemeyi kabul eden babanın, boşanma sırasında küçük olan müşterek çocuğun büyüdüğü, okula başlama seviyesinde olduğu ve eğitim giderleri arttığı dönemde iştirak nafakasının indirilmesini istemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda velayeti anneye verilen müşterek çocuğun 2 yaşında olması halinde, bu yaştaki çocuğun her hafta sonu babası ile kişisel ilişki kurmasının çocuğun üstün yararına olmayacağı gibi, annenin de velayet görevini yerine getirmesine engel olacak ve anneyi her hafta sonu eve bağlayacak nitelikte olduğundan, davacı baba ile küçük arasında diğer günlerde kurulan kişisel ilişkiler yanında her ayın belirli hafta sonlarını içerecek şekilde kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenmesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle davacı annenin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; takdir edilen iştirak nafakası miktarı fazla olup, daha uygun miktarda nafaka takdiri gerekeceği-
Velayet hakkı verilen davalı annenin velayetin değiştirilmesi durumu da söz konusu olmadığından iştirak nafakasında da hak sahibi olduğu-
Velayeti davalı annede bulunan müşterek çocuk ile davacı baba arasında her hafta sonu kurulan kişisel ilişkinin, davalı annenin velayet görevini gereği şekilde yerine getirmesine engel olacağı gibi, anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceği ve bu şekilde kurulan kişisel ilişkide her hafta sonu yer ve ortamı değişen çocuğun da üstün yararı bulunmadığından, davalı baba ile müşterek çocuk arasında her ayın belirli hafta sonlarında yatılı olacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Eşin madde bağımlılığı olması, eşine ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılması halinde kişisel ilişkiye yönelik olarak aile mahkemesi tarafından uzman raporu alınması gerekeceği-
Davacı kadına ödenmesine karar verilen iştirak nafakasına ait olduğu her bir ayın geçmesi tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken, her ayın doğduğu tarihten itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-