Geçit hakkı davalarında; öncelikle davanın, geçit yoksunluğu ve geçit yetersizliğinden hangisine uyduğunun belirlenmesinin gerektiği, geçit yetersizliğine dayanan davalarda, yararına geçit istenen taşınmaz ve etrafındaki tüm parseller ile ulaşılabilecek genel yolları gösteren kadastro paftası getirtildikten sonra yapılacak keşifte var olan çıkış yollarının eksik de olsa ulaşımı sağlaması halinde; "mevcut geçit bağının, sırf kullanışsız olmasının geçit yetersizliği olarak kabul edilemeyeceği" hususunun gözönünde tutulmasının gerekeceği-
Geçit hakkı ve mecra hakkı davalarının, taşınmazın tüm maliklerince birlikte görülmesinin gerektiği, bu hususun uyuşmazlığın niteliğine göre dava şartı olduğu-
Üzerinde geçit hakkı tanınan yerin genişliğinin, taşınmazın niteliğine ve kullanılış biçimine göre -genelde; 2,5-3 metre olarak- tespit edilmesi gerekeceği-
Zorunlu geçit hakkının, ancak tapuya kayıtlı taşınmazlar üzerinde tanınabileceği-
Taşınmazlarını taksim eden maliklerin, oluşacak parsellerin yollarını da düşünmek (sağlamak) zorunda oldukları, bunu yapmamış olanların daha sonra başkalarının taşınmazlarından geçit hakkı isteyemeyecekleri - Geçit yerini genişliğinin taşınmazın niteliğine ve kullanılış bi- çimine göre tespit edilmesi gerekeceği-
Mer’a üzerinden geçit hakkı istenemeyeceği-
“Zorunlu geçit hakkı tanınması”na ilişkin davalarda, en uygun ve ekonomik olan güzergâhın tercih edilmesi (en kısa değil malikine «da-valıya» en az zarar verecek olan yolun belirlenmesi) gerekeceği-
Dava dilekçesinde “geçit hakkı tanınması”ndan bahsedilmiş olmasının, davanın mahkemece “elatmanın önlenmesi” davası olarak nite-lendirilmesine (HUMK.76) engel teşkil etmeyeceği-