Dava konusu bağımsız bölümün, davanın açılmasından sonra üçüncü kişiye devredilmiş olması sebebiyle, davacıya HMK'nın 125/1-a-b bentlerindeki yetkilerini kullanmak üzere süre verilip, kullanılacak yetkiye göre taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerektiği-
Davacı, dava devem ederken dava konusu alacağını bütün faiz ve ferileri ile birlikte dava dışı bir kişiye devrettiğinden, HMK. mad. 125/2 uyarıca, üçüncü kişinin davacı yerine devrolunan kısım için davaya kaldığı yerden devam etmesi için meşruhatlı davetiye ile çağrılıp, davaya katılması halinde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, katılmaması ve davayı takip etmemesi halinde HMK. mad. 150 uyarınca işlem yapılması, devralan davaya devam edecek olursa ilgili dava birleştirilmek üzere dava açması uygun ve kesin bir süre verilmesi, verilen süre içinde açılacak dava birleştirildikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil isteği ile açılan davada, yargılama sırasında istek bedele dönüştürse de, temlik konusu alacak mülkiyet hakkından kaynaklanmakta olup, bir alacağın devri söz konusu olmadığından, sunulan alacağın temliki sözleşmeleri ile ek temlik sözleşmesinin, dava konusunun devri niteliğinde olmayıp, dava hakkının devri niteliğinde olduğu- Davacıların elbirliği mülkiyet şeklinde malik oldukları hakla ilgili olarak her birinin payı oranında 3. kişilerle yaptıkları temlik sözleşmelerine değer verilemeyeceği- Yalnızca davacılar yönünden bedele hükmedilmesi gerekirken, temlik sözleşmeleri uyarınca temlik alanlar yönünden de bedele hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davasında İİK. m. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının tapu kaydına işlenmesinden ve dava sırasında taşınmazın dördüncü kişiye satılmasından sonra, borçlu vekilinin talebi ile icra dairesince İİK m. 106 ve 110 gereğince haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu aşamada, taşınmaz, dördüncü kişiye ait olduğundan, bu taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilmesinin mümkün olmadığı, dördüncü kişi, tasarrufun iptali davasına dahil edilip hakkında bir hüküm kurulmadığından, taşınmaz üzerine haciz konulması şartlarının gerçekleşmediği- "Tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbir niteliğinde olan İİK. m. 281/2. uyarınca ihtiyati haciz kararı konulduğu, ihtiyati haciz kararının verildiği aşamada kesin haciz isteme hakkı doğmadığından, İİK. m. 106 ve 110. maddelerinin uygulanma yerinin bulunmadığı, icra müdürünün 'ihtiyati haczin kaldırılmasına' ilişkin kararının yok hükmünde olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin mahkemece kaldırılmadıkça dava sonuna kadar geçerliliğini koruyacağı, ihtiyati haciz baştan itibaren geçerli olduğu, sonraki şerhin bu durumun teyidi olduğu, ihtiyati haciz borçlunun satın alınmasından sonra değil öncesinde var olduğundan kaldırılması talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Cı vekili; vekil edeninin müşterek hisse ile malik olduğu 447 ve 449 nolu parsellere davalının haksız olarak işgalde bulunduğundan bahisle elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının taraf sıfatı kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine-
Dava konusu taşınmaz dava dışı, 3. bir kişiye satıldığından, elatmanın önlenmesi davası yönünden davacının taraf sıfatının yani aktif husumet ehliyetinin sona erdiği, bu durumda mahkemece davanın yeni malike ihbarı gerekeceği, o halde mahkemece yapılacak işin, çekişmeli taşınmazın devredildiği gözetilerek, yeni malike davanın ihbarının sağlanması, malikin davayı takip edeceğini belirtmesi halinde, kaldığı yerden yargılamanın sürdürülmesi aksi takdirde sonucuna göre bir karar verilmesi olması gerekeceği-
Davacı asilin 19/01/2020 tarihinde vefat ettiği, mahkeme kararının 30/12/2019 tarihli olduğu, dosya istinaf incelemesindeyken tarafın vefat ettiğinin mahkeme dosyasından anlaşılabildiği, bu nedenle taraf teşkilinin sağlanamadığının anlaşıldığından istinaf incelemesinin kabul edilmesi gerektiği- Dosya esası yönünden yapılan incelemede ise, sahtecilik iddiasına dayalı yargılamanın kesinleşmemiş olduğu ancak karara çıktığı, bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerektiği-
Tapu iptali ve tescil, menfi tespit ve maddi tazminat istekleri-
Davanın açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde, devralanın davacı konumuna geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği-
Davanın açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde, devralanın davacı konumuna geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği bu durumda davalının yeni davacıya karşı, kişisel savunma sebeplerini ileri sürebileceği-