Asıl dava; TMK'nın 713., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı iptal ve tescile ilişkin iken tazminata dönüştürülmüş olup birleştirilen davanın ise tazminat istemine ilişkin olduğu-Mirasbırakandan mirasçılara intikal eden taşınmazların TMK'nın 701. ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu- Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı tescili istenen taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu- TMK'nın 702. maddesi gereğince, tasarrufi işlemlerde oy birliği aranacağı- Mirasbırakanın başka mirasçılarının bulunması halinde bir mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz için mirasçı olmayan kişilere karşı kendi adına dava açma sıfatı bulunmadığı- Kazanma koşulları ve süresinin davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu yönde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamasının hatalı olduğu-
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...HMK’nın 125.maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder, ya da davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.
Kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı banka tarafından dava konusu alacağın şirkete temlik edilmesine karşılık bu durumun mahkemeye bildirilmediği ve temlike rağmen davanın temlik eden banka vekili tarafından takip edildiği ve hükmün temlik eden banka lehine tesis edildiği, temlik eden hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Ayrıca kabule göre de bilirkişinin konusunda uzman olmadığı, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesinin doğru görülmediği-
Borçlu hakkında birden fazla takip olduğu ve dava konusu araç yönünden açılmış başkaca tasarrufun iptali davaları da olduğu anlaşıldığından, davalı üçüncü kişilerin aracın bedelinden sadece bir kez sorumlu olmaları nedeni ile hüküm fıkrasına 'tahsilde tekerrür oluşturamayacak şekilde' ifadesi eklenerek tahsile karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararına uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapma, bozma kapsamında araştırma yapma zorunluluğu bulunduğu- Vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı hususunda araştırma yapılması vekalet görevinin kötüye kullanıldığının sabit olması halinde, dava konusu taşınmazı ilk elden temlik alan davalının TMK.m.1023 uyarınca temlikinde iyiniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacıya, tapu kayıt maliki olan davalıların veraset ilamını sunmak üzere süre ve imkan verilmesi gerektiği; davada yer almayan tüm tapu kayıt maliki mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği; dava konusu taşınmazda payı olan kişinin yargılama sırasında üçüncü kişiye devrettiği gözetilerek, davacıya seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediğinin sorulması gerektiği; yeni malike karşı davaya devam etmek istemesi halinde, çekişmeli taşınmazın yani paydaşı olan kişiye husumet yöneltmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınması gerektiği, bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının katılımıyla keşif yapılarak, bilirkişi ve tanıklardan tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlar yönünden kayıt malikleri ya da mirasçıları arasında tapu dışı taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa hangi tarihte yapıldığı ve her bir parselin taksimde kime isabet ettiği, kim ya da kimlerin ne zamandan beridir bağımsız olarak taşınmazlara zilyet oldukları, özellikle davacıya pay satışı yapan ölü kayıt malikin çekişmeli taşınmazın taksim sonucu isabet edip etmediği hususları ayrı ayrı sorulup saptanmalı ve toplanacak tüm deliller ile birlikte sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Davalıların el ve işbirliği içinde olup olmadığının, iyi niyetli olup olmadığının tespit edilmesi, diğer yandan tarafların imzalarını içerir ''Protokol'' ile dosyaya ibraz edilen ... ''Protokoldür'' başlıklı ve ''Makbuzdur'' başlıklı belgeler de birlikte değerlendirilmek suretiyle, lüzumu halinde hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde taraflar dinlenerek, davalının borcunun bulunup bulunmadığı, varsa borcun miktarının denetime elverişli şekilde belirlenmesi, davacının talebini HMK'nın 125. maddesi uyarınca tazminata dönüştürdürdüğü de nazara alınarak, davalılar arasında el ve işbirliği söz konusu ise birlikte sorumlu olacakları da değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olduğundan, tedavülleri için zilyetliğin naklinin zorunlu olduğu- Somut olayda çekişmeli taşınmazların kök murisler tarafından, anılan senetlerle davalılara satıldığı, senetlerin çekişmeli taşınmazlara aidiyet olduğu, bu satışa istinaden taşınmazların davalılar adına tespit edildiği anlaşılmakta ise de, bozma kararı sonrası yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin davalılara malik sıfatıyla devredilmediği, davalıların murislerin nam ve hesabına murisler ile birlikte taşınmazda zilyet oldukları anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden davanın reddinin gerektiği-
Kooperatif üyeliğin tespiti talebi hâlinde kooperatif kayıtlarının da incelenmesi gerektiği- Kooperatif hissesinin devrine ilişkin sözleşmenin hüküm ifade etmesi için kooperatif yönetim kurulunun kararına ihtiyaç duyulması, üyelik devrinin ancak yönetim kurulunun kararı ile sonuç doğurması, mahkemece verilecek kararın kooperatif tarafından yerine getirileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin de davada taraf olarak yer almasının zorunlu olduğu- "Davalının kooperatif hissesini dava dışı kişiye devrettiği" gerekçesiyle davanın "sıfat yokluğu" nedeniyle reddine karar verilemeyeceği- "Dava dışı kimsenin dava tarihinden sonra kooperatif üyeliğini kazandığı, bu durumda "kooperatifin davada yer alması gerektiğine" ilişkin bozma gerekçesi yanında HMK 125 uyarınca davacıya, davaya üyeliği devralan ortağa karşı mı, yoksa davalılara karşı tazminat davası olarak mı devam edeceği sorularak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin açılan davanın temyiz aşamasında, davacı vekilinin "davalı taraf ile uzlaşma ihtimallerinin bulunduğunu, dava konusu taşınmazın dava dışı bir başka kişiye satılabilmesi için tapu müdürlüğüne ihtiyati tedbirin kaldırılması müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, mahkemece aynı gün tapu müdürlüğüne yazılan müzekkereyle çekişmeli taşınmazın sadece bu belirtilen kişiye devri için ihtiyati tedbirin kaldırılmasına" karar verildiği ve taşınmazın dava açıldıktan sonra davalı tarafından bu kişiye satış yoluyla devredildiği anlaşılmakla, mahkemece davacıya HMK 125/1-a-b'de belirtilen seçimlik haklarından hangisini kullanacağı konusunda ve maddeye uygun biçimde, açık olarak beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, kullanılacak seçimlik hakka göre devreden veya devralan hakkında yargılamaya devam edilerek davanın neticelendirilmesi gerekirken, devir yokmuş gibi eski taraflar arasında yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-