Mahkemece, müşterek hesaptaki paranın yarı oranında taraflara ait olduğunun kabul edilerek, öncelikle tarafların dosyada mevcut belgelerde yer alan hesap hareketlerine ilişkin ayrıntılı beyanlarının alınarak tüm banka kayıtları incelenerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, müşterek hesaptan yapılan işlemler ve bu işlemlerin kim tarafından yapıldığı konusunda, üç kişiden oluşan bilirkişi kurulundan, taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılacağından, hangi sebeple olursa olsun koca tarafından bozdurulan takı ve altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesinin zorunlu olduğu- Davalının ticareti işi ile iştigal etmek için iş yeri açıp açmadığı, açmış ise bu nedenle davacının ziynetlerinin kullanılıp kullanılmadığı hususunda araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerektiği-
Kişisel malların yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı, söz konusu bağımsız bölümlerin davalı eşe miras yoluyla kalmasından sonra da iyileştirmesine katkıda bulunulduğu iddia edilip kanıtlanmadığı, bu açıklamalar karşısında, 3093 ada 114 parselde bulunan 1, 10 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin davalı eşin murisinden kalan kişisel malı olduğu, bu nedenle davacı eşin bu taşınmazlar yönünden bir alacak hakkının bulunmadığı-
Dava konusu ziynet eşyalarının davacı kadın eş ve ailesi tarafından kendi rızaları ile ve iade edilmemek üzere davacı erkek eşe iade edilmiş olması karşısında ziynet eşyalarına dair talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının, kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı, bu eşyaların, iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, kocanın bu eşyaları iadeden kurtulacağı- Davalı kocanın; "altınların 30 gramının tarafların iradeleri ile ve ortak kredi borçlarının ödenmesi için bozdurulduğunu, geri kalan 270 gramın ise davacı tarafından götürüldüğünü" ifade etmiş olduğundan bu beyanının kendisini bağlayacağı-
Ziynetlerin, geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe bunları alanın, iade etmekle yükümlü olduğu-
" Kişisel eşyanın aynen iadesi, olmazsa bedelinin tahsili" istemine ilişkin dava dilekçesinde sayı ve nitelikleri belirtilen eşyaların davalı tarafından götürüldüğü konusunda davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davada, ziynet talebinin boşanmanın fer'i niteliğinde olmadığı ve davalının ziynetlere ilişkin harcı verilerek açılmış bir davası ve karşı davası da bulunmamakta ise, yargılama sırasında ziynetlerin bilirkişi tarafından belirlenen bedeli üzerinden nispi harç yatırılmış olmasının cevap dilekçesini karşı dava haline getirmeyeceği, ziynetler yönünden “usulünce bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekeceği-
Aile Birlikteliği ortak yaşam koşulları, eşlerin birbirine olan sadakati ile TMK'nun evliliğin genel hükümleri başlığını taşılan 185 ve devamı maddelerinde açıklanan ilkeler ve olgular birlikte değerlendirildiğinde mal rejiminin devamı süresinde edinilen bir malın eşlerden biri adına alınmasının hayatın olağan akışına uygun düştüğünün kabulü gerekeceği-
Katılım bedelinin kişisel mallardan sağlandığının açıkça ispatlanamaması halinde, bedel karşılığı oynanan şans oyunlarından kazanılan ikramiyelerin "kişisel mal" değil; "edinilmiş mal" grubuna dahil olduğunun kabulü gerekeceği-