Mahkemece; davacı ve davalı lehine, kabul edilen ve reddedilen ziynet ve çeyiz eşyası bedellerinin toplamı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği belirlenen tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, konusu para ile ölçülebilen kişisel mal niteliğindeki çeyiz ve ziynet eşyası taleplerinin ayrı davalar olarak değerlendirilip davacı ve davalı lehine ayrı ayrı vekâlet ücretlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Gerek tefhim edilen kısa kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği, bu yön gözetilmeden kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ziynetlerin ayar, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
2. HD. 07.10.2021 T. E: 6245, K: 6974-
Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği-
Davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen tehdit, eşine çalışmasını söyleme, kadının tarla işlerinde çalıştırılması ve erkeğin ailesi tarafından baskı altında tutulması vakıalarını ispata yarar tanık ifadelerinin duyuma dayalı olduğunun anlaşılmasına göre erkeğin yine de evlilik birliğini sonlandıran olaylarda tamamen kusurlu olduğu- Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde talepten fazla olarak; 3 adet bilezik ve iki adet küpenin aynen iadesine yahut bedelinin ödenmesine hükmedildiği, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı talebi yönünden davalı-karşı davacı kadının talebinin aşılarak hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay yönünden evlilik birliğinin kurulmasından (22.08.2003), boşanma dava tarihine (12.10.2009) kadarki döneme ilişkin olarak davalı-karşı davacının şirketteki hissesine düşen gelir açısından davacı-karşı davalı tarafın kâr payı talep hakkının bulunup bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın 1/2'şer hisseli olarak taraflar adına ............... tarihinde satın alındığı, davacı eşin 1/2 hissesini ................ tarihinde davalı eşe devrettiği, davalı eşin kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen parayı davacı eşin hesabına gönderdiği, taşınmazdan kaynaklı kalan borcun da boşanma dava tarihinden sonra davalı eş tarafından ödendiği sabit olup, taraflar arasında düzenlenen noter belgesinin içeriği, taşınmazın 1/2 hissesinin davalı eş tarafından açılan boşanma dava tarihinden iki gün önce davalıya devredilmesi ve davacı eşe davalı tarafından kişisel malından ödeme yapılmış olması, olayların oluşu dikkate alındığında, davacının para karşılığında hissesini davalı eşe sattığının kabulünün hayatın olağan akışına uygun olacağı, o halde, mahkemece, 1/2 hissenin devri için ödenen paranın davalı kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen para ile karşılandığından, yani kişisel mal yerine geçen ikame mal olduğundan davacı eşin davalı eşe devrettiği 1/2 hisse yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden kadın eşin, varlığını kanıtladığı dava konusu ziynetlerin kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmakla yükümlü olduğu- Uyuşmazlık konusu ziynet eşyaları hakkında erkek eşin “evlilik birliği içerisinde bu eşyaların bozdurularak harcandığı ancak ziynetlerin miktarının iddia edilen kadar olmadığını” kabul ettiği, bu durumda erkek eşin, kadının kişisel malı niteliğinde kabul edilen bu eşyaları iade ettiği veya iade edilmemek üzere aldığı hususunda ispatla yükümlü olduğu- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; dava konusu edilen ziynet eşyalarının erkek eş tarafından bozdurularak harcandığı beyanının delil ikamesi olduğu, delil ikamesi niteliğindeki bu beyanla ispat yükünün yer değiştirmediği, direnme kararının bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacıya mirasen intikal eden taşınmazın satışından elde edilip müşterek hesapta değerlendirilen paranın tamamının davalı tarafından çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin davada; müşterek hesaptaki paranın davalı tarafından çekildiği, bu paranın tarafların müşterek çocuğunun sünnet düğünü için harcandığı ve ortak evin tadilatı için kullanıldığı yönündeki davalı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ve yarı yarıya sorumluluk esası benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de; TMK'nun ilgili maddesine göre, bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerinin kişisel mal kabul edildiği, müşterek hesaptaki para, davacıya ölen babasından intikalen gelen kişisel malvarlığı olup, bunun müşterek hesaba yatırılmış olmasının, bu paranın niteliğini değiştirmeyeceği, davalı tarafından çekildiği dosya kapsamı ile sabit olan paranın evlilik birliğine özgülenerek harcandığının davalı tarafından ispatlanamadığından, müşterek hesaptaki paranın tamamının davacıya ait kişisel mal varlığı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kadına özgü ziynet eşyalarının, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça; evlilik sırasında, kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun, kadın eşe bağışlanmış sayılacağı ve artık onun, kişisel malı niteliğinde olacağı; ancak, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların, onların paylı mülkiyetinde sayılacağı-