TTK'nun 692/5.maddesine göre çekin kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için "keşide yeri" unsurunu ihtiva etmesi gerektiği; takip dayanağı çekin keşide yeri "Avcılar" olarak gösterilmiş olup gösterilen bu yer idari birim niteliği taşıdığından, geçerli bir keşide yeri bulunduğu sonucuna varılması gerekeceği- İİK'nın 170/a-son maddesi gereğince "borcun kısmen veya tamamen kabul edilmesi halinde" dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı gerekçe gösterilerek takibin iptal edilemeyeceği-
Takip konusu bono’nun, taraflar arasındaki iki tarafa borç yükleyen sözleşme (protokol) uyarınca «teminat senedi» olarak düzenlenmiş olduğunun anlaşılması halinde, bononun «mücerret borç ikrarı»nı içeren bir senet olmaktan çıkacağı ve «bono» niteliğini kaybedeceği (kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu olamayacağı)—
Alacaklının tanınan diğer ismi ile lehine senet düzenlenmiş olması halinde, alacaklının gerçek ismi ile takipte bulunabileceği-
Borçlar Kanununun 104/son maddesi gereğince faize faiz yürütülmesi mümkün olmamakla birlikte 3095 sayılı Kanunun 3.maddesinde "kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği ve TTK hükümlerinin saklı olacağı"nın öngörülmüş olduğu-
Senette rakam ve yazı bölümlerinde farklı değerlerin bulunması durumunda, tahrifat olmaması koşulu ile, yazıyla yazılan kısma itibar edilmesi gerekeceği-
Takip konusu yabancı para alacağının, takip tarihindeki Türk parası karşılığının «takip talebi»nde gösterilmiş olmasına rağmen, «ödeme emri»nde gösterilmemiş olmasının -«takibin iptaline» değil- «ödeme emrinin iptaline» neden olacağı—
Çekte 17.03.2010 olarak yazılı bulunan "keşide tarihi"ndeki "200" sayısının matbu şekilde basılı iken, yanına -sayıdaki son sıfır silinmeksizin- "10" sayısının yazılmış olması nedeniyle bu tarihi -yani; 20010 tarihini- kabul etmek aşırı şekilcilik olur ve hak kaybına neden olur. Bu nedenle, çekin keşide tarihinin 17.03.2010 olduğunun kabülü gerekir-
İki vadeli bonoların kambiyo senedi niteliğini yitireceği, ayrıca ilk cirantanın lehtara ait olması gerekeceğinden, lehtar cirosundan önceki cirolar yok sayılacağından borçlu itirazının kabulü gerekeceği-
Bir kimse poliçelerde olduğu gibi, kendi emrine bono tanzim edemeyeceği, yani bonoyu tanzim edenin kendisini "lehtar" göstererek bono düzenleyemeyeceği-
Bono metninde öngörülen faiz şartının yazılmamış sayılacağı, ancak faiz oranı konusunda alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan bono dışındaki sözleşmelerde öngörülen ve bono nedeniyle alınacak faizi belirleyen (akdi faiz ) ile ilgili anlaşmanın tarafları bağlayacağı – 3095 sayılı Kanunun 2. maddesine göre de sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği-