Fer’i müdahilin tek başına temyiz hakkının bulunmadığı- Usulsüz tescil iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil davasında dava konusu para dışında başka bir şey (müddebih) ise değerini mahkemenin takdir edeceği- Bir davada müddebihin tek bir değeri olduğu ve bu şekilde müddeabihin değeri takdir edilip kesinleştikten sonra bu değerin, mahkemenin görevli olup olmadığı, mahkemenin kararının temyiz edilip edilemeyeceği, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılıp yapılamayacağı, temyiz sonucunda verilecek Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilip gidilemeyeceği, harç hesaplanması ve vekalet ücreti takdirinde esas alınacağı- Mahkemece, dava konusu taşınmazın harca esas değeri davacı tarafça dava açılırken tam olarak belirtilmediğinden değerin tespiti yönünden yapılan keşif ve bilirkişi giderinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ancak, mahkemece müddeabihin değerinin tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış olup, müddeabihin değeri davanın başında mahkeme tarafından re’sen takdir edileceğinden, davada davacının gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet verdiği de söylenemeyeceğinden keşif ve bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderlerinden de davayı kabul eden davalının sorumlu tutulması gerektiği ve bu suretle, yapılan keşif ve bilirkişi giderinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak söz konusu yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği, kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği- Hükmün sadece fer'ileri yönünden temyiz halinde davalıdan alınması gereken temyiz peşin harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağı-
Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatların, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılacağı-
Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenmemiş olmasının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu- Davalı tanığının beyanlarını almak için gerekli tanık ücretleri ve tebligat giderlerini karşılamak üzere usulüne uygun şekilde ihtarda bulunulması, ihtarın sonucu uyarınca yargılamanın devam ettirilmesi hususu gözetilmeden davalının savunma hakkının kısıtlanması suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece yapılacak işin; duruşma gününün 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te belirtilen hükümlere uygun olarak yöntemince tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması ve ancak bu usuli eksiklik tamamlandıktan sonra bir karar vermekten ibaret olduğu-
Gerekçe kendi içinde çelişkili olup, gerekçe ve hüküm sonucunda da yaratılan bu çelişkilerin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Davalı sigorta şirketinin kendini vekil ile temsil ettirdiği, duruşmalara katılmasa da cevap dilekçesi ve kendisine tebliğ edilen ıslah dilekçesine karşı; hesaba dair bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini ve raporun tebliğ edilmesini bildiren bir beyan dilekçesi ibraz ettiği, ancak, hesap raporunun davalı vekiline tebliğ edilmediği, mahkemece, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edilip, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı, bu durumda mahkemece bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı- Mahkemece taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmemiş olup davalı vekilinin mazeret bildirmek suretiyle katılmadığı ........... karar celsesinde, davalı vekilinin yokluğunda yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece davanın ikinci kez takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği duruşma gününden davacı yanın usulünce haberdar edilmediği gözetilerek yeni bir duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekli iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Her ne kadar asli müdahil kooperatifin ferdileşmeye geçmediğinden ortaklığının giderilmesinin istenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan taşınmazın ortaklığının giderilmesini kooperatif ortakları değil, arsa maliklerinin istediği anlaşılmakla, mahkemece mülkiyet ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin taraflar arasında görülmekte olan bir dava olup olmadığının sorulması, gerektiğinde dava açmak üzere taraflara süre verilmesi, aksi halde ise taşınmaz tapu kaydı esas alınarak dosya esası incelenip, taraf delilleri toplanmak sureti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 17.06.2019 T. E: 2018/14579, K: 5985-