Davacının ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği, beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Dosyaya davacının yıllık izin kullandığına ilişkin yıllık izin formları ibraz edilmiş olup bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde mahkemece, davacı asil çağrılarak yıllık izin istek defteri de gösterilmek suretiyle yıllık izinlerle ilgili beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yaparak karar vermesi gerektiği- Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de davacı tanıklarının birbiriyle çeliştiği, davalı tanıklarının ücrete ilişkin beyanlarının da bulunmadığı anlaşılmakla emsal ücret araştırması yapılmak suretiyle davacının ücretinin tespiti gerektiği- Asgari geçim indirimi yönünden dosyaya imzasız ücret bordroları sunulmuş olup; söz konusu bordrolarda asgari geçim indirimine ilişkin tahakkukların yer aldığı görüldüğünden, banka kayıtları da celbedilerek davacıya asgari geçim indirimi ödenip ödenmediği yönünde tespit yapılarak varsa alacağın hüküm altına alınması gerektiği-
Tebligatların dosyaya vekaletname sunan vekile yapılması gerektiğinden, bu husus gözardı edilerek bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve sair belgelerin vekil yerine asile tebliğ edilmesinin hatalı olduğu, yargılama aşamasında yapılan usulsüz tebligatlar nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlandığı-
Davacının ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, yine aynı tarihli dilekçe ile davalı vekilinin duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunduğu anlaşıldığı, davalının ıslah dilekçesine karşı iki haftalık itiraz süresi de dolmadan mazeretli olduğu celsede mazeret talebinin reddine karar verilerek tahkikat yokluğunda sonuçlandırılarak hüküm kuruduğundan, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği üzerine beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 6 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacı asilden, yıllık izinlerini kaç gün kullanıp kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemi ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 282. maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulacağından çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti için açılan dava, soybağı davası değil, doğuran kadının tespitine-
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamayacağı- İİK. mad. 150/ı uyarınca, "hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılmasının, TMK.'nun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçeceği", bu hususun ilamlı takip yapma şartı olup, mahkemece resen nazara alınması gerektiği- Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu muacceliyet ihtarına ilişkin tebliğ parçası borcu söndüren nitelikte bir belge olmasa da takip şartına ilişkin olduğu ve takip talebinde de anılan belgeye dayanıldığı gözetildiğinde, mahkemece şikâyetin mahiyeti gereği duruşma açılarak, takip şartlarının oluşup oluşmadığının re'sen araştırılması gerektiği- Tensip tutanağı ile muacceliyet ihtarı tebliğ şerhi örneğinin sunulması için alacaklı vekiline verilen kesin sürenin sonuçları hatırlatılmadığından usulüne uygun olmadığı- "Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgeyi, cevap dilekçesi ekinde sunmuş olması hâlinde duruşma açılması gerekmeyeceğinden, hâkimin duruşma açılmaması yönündeki takdir hakkının yasaya uygun olduğu, temyiz aşamasında sunulan belgeye itibar edilemeyeceği ancak kesin sürenin usulüne uygun olmadığı belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Mazereti kabul edilen tarafa yeni duruşma gün ve saatini gösterir tebligatın gönderilmesinin gerekli olduğu; duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine yönelik ara kararın tebliğ mahiyetinde kabul edilemeyeceği-
Mahkemece, taraflara usulüne uygun şekilde duruşma gününü gösterir davetiye tebliği ile duruşma açılarak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 320 vd hükümleri uyarınca gerekli inceleme yapılarak tarafların uzlaştıkları ve uzlaşamadıkları hususlar belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmesi, tarafların gösterdiği deliller toplanarak ve tanıklar dinlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece, davalının mazeretinin kabul ya da reddi yönünde karar tesis edilmeden hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu hususun savunmanın kısıtlanması niteliğinde olduğu-
22.01.2004 tarihli ve 25361 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernek Ve Vakıfların Kamu Kurum Ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun'a uyum amacıyla vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istemi-
İşçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamış olmasının, tanınan ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı- Davacının EKAT bedelinin ödenmesi yönündeki talebine ilişkin olarak mahkeme tarafından gerekçesi açıklanmaksızın kabul yönünde karar verildiği anlaşılmış olmakla, söz konusu belgenin yapılan işe giriş esnasında çalışılabilmesi için sahip olunması zorunlu bir belge olup olmadığı, davacının iş sözleşmesine göre işveren tarafından temini gerekip gerekmeyeceği ve ilgili diğer yasal mevzuat değerlendirilerek alacak hakkında yeniden bir hüküm kurulması için, bozma kararı verilmesi gerektiği-