Mahkemece karar celsesinde davacılar vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, sözlü yargılamaya geçileceği hususunda bir bildirim yapılmadan davacıların yokluğunda yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan davacıların savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Duruşma günü ve saatini bildiren tensip tutanağının usulüne uygun şekilde davacı ve davalı tarafa tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, dosyada yeterli avans bulunmuyorsa HMK. mad. 120 gereğince bunun tamamlatılması davacıya bildirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalılardan M.Ç hakkında, karar düzeltme isteğiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması sebebiyle karar düzeltme yolunun usulüne uygun bir şekilde kullandırıldığının kabul edilemeyeceği bu nedenle karar düzeltme incelemesinin yapılmamış olmasının hukuki dinlenilme hakkına ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu-
Mahkemece, bilirkişi raporları davalı şirket vekiline tebliğ edilmemiş olup savunma hakkı kısıtlanarak usul hükümlerine aykırı biçimde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından 2l/2. maddeye göre tebliğ işleminin yapılamayacağı, somut olayda; dava dilekçesi davalının Adres Kayıt Sistemindeki adresine tebliğ edildiği halde, bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesinin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre “mernis adresi" şerhi düşülerek tebligatlarının yapılması gerekirken Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca belirtilen yol ve yöntem izlenmeden yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı, bu durumda mahkemece bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı- Yerel mahkemece karar duruşmasında, dosyanın geldiği aşama ve dilekçe ekinde masraf bulunmaması nedeniyle, davalı vekilinin mazeret dilekçesinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin sözlü yargılama için süre talebinin olmadığına ilişkin beyanına göre yargılamaya son verilerek, davalı taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmeksizin, yokluklarında yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece ıslah dilekçesinin davalı taraflara tebliği ile,davalıların ıslah dilekçesi ve ek hesap raporuna karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı, bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerektiği-
Mahkemece birleşen davanın dava dilekçesi ile birlikte birleşen davada alınan tüm bilirkişi raporlarının davalı vekiline tebliği ile davaya ve rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı, bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerektiği-
Bilirkişi heyeti, raporunu ibraz ettikten sonra bu heyete yeni bir kişi eklenmek sureti ile rapor alınmasının isabetsiz olduğu-
Ölü davalının veraset belgesi temin edilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılarak davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının hukuki dinlenilme hakkı bertaraf edilecek şekilde, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
.......... tarihli celsede tahkikat aşaması sonlandırılarak davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen mahkemece davacı vekilinin son celse için verdiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olmasının davacının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu-