Davalıya dava dilekçesi tebligatının “Konak Köyü Halfeti/Şanlıurfa” adresine gönderildiği, gönderilen tebligatın “...Halfeti'ye bağlı böyle bir köy yoktur. Alıcı tanınmıyor.” şeklindeki şerh ile iade edildiğinin, daha sonra tebligatın “Karaotlak Mah. 8 Küme Evleri No : 47 Halfeti/Şanlıurfa” adresine çıkarılması üzerine tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığının, akabinde aynı adrese yapılan duruşma gününü bildirir tebligatın “Adreste soruldu tanınmıyor..” şerhi ile tekrar iade edildiğinin, dosya kapsamından karar öncesi bir tebligat parçasına ulaşılamadığının, karar sonrası gerekçeli kararın da doğrudan “Mernis Adresidir” denilerek “Almaşar Mah. Almaşar Sk. No: 27 Bilecik/Şanlıurfa” adresine tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davalının karar öncesi duruşmaya usulüne uygun olarak davet edildiğinden bahsedebilme olanağının bulunmadığı-
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, edinme tarihi itibariyle 6 adet bileziğin ve tasfiyeye konu taşınmazın değerlerinin oranlanıp davacının kişisel malı ile katkı oranının tespit edildiğine ve bu oranın taşınmazın dava tarihindeki değeriyle çarpılmak suretiyle davacının ziynetlerden kaynaklı katkı payı alacağının hesap edildiğine dair bilirkişi raporuna rastlanılmadığı gibi bu hususta hükümde açıklayıcı bir gerekçenin de bulunmadığı, bozmadan sonra ulaşılan ....... TL alacağın ne şekilde hesap edildiğinin, bu değerin sadece ziynetlerle oluşan katkı payı alacağı mı olduğunun, yahut bu miktarın içerisinde bozma öncesi hesaplanan ......... TL gelirle katkı payı alacağının dahil olup olmadığının da dosya kapsamı ve gerekçeli karardan anlaşılamadığı, davacının katkı payı alacağı talebi hakkında özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. ve 27.maddeleri de gözetilerek gerekçenin açıkça kaleme alındığı, anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurulması gerekeceği, yerel mahkeme hükmünün usul hükümlerine aykırı olması nedeniyle bozulması gerekeceği-
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek yargılama yapılması gerekirken, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak yargılama sonucu karar verilmesinin hatalı olduğu-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Davalı şirketin en son merkez ticaret sicil adresi tespit edilerek dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiği, davalı şirketler arasında eski-yeni unvan ilişkisi olup olmadığının araştırılması gerektiği, şirketler ayrı tüzel kişiliğe sahip ise aralarında organik bağ bulunup bulunmadığının tespiti , organik bağ var ise taraf olmayan şirketi davaya dahil edilmesi gerektiği- Davalı şirketin en son merkez ticaret sicil adresi tespit edilip dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan ve savunma hakkı tanınarak ibrazı halinde delillerinin toplanması yoluna gidilmeden davanın esasına girilmemesi gerektiği aksi halde savunma hakkının ihlali sayılacağı-
Usul ekonomisi gereği, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddedilebileceği-
Hükme esas alınan davacının maluliyet durumunu tespit eden Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim dalından alınan bilirkişi raporu kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan tüzük hükümlerine göre düzenlendiği gibi, aynı zamanda davalı sigorta şirketi vekiline tebliğ edilmemiş olduğunun anlaşıldığı, davalı sigorta şirketi vekiline bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
........... tarihli celsede davalı vekili telgraf parası ekli mazeret dilekçesi gönderdiği ve mazereti kabul edildiği halde, aynı celse verilen keşif gün ve saatinin davalıya tebliğ edilmediği ve davalı tarafın yokluğunda yapılan keşfe dayanılarak davanın kabulüne karar verildiği, mahkemece, davalı taraf keşif gününden haberdar edilmemek suretiyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği; davalı tarafın, savunma ve iddialarını kanıtlama imkanından yoksun bırakıldığı, bu şartlar altında yapılan yargılamanın adil olduğundan söz edilemeyeceği-
İcra edilebilirlik şerhine ilişkin talep dilekçesinin karşı tarafa tebliği gerektiği, aksi halde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olacağı-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerekeceği-