Mahkemece yapılacak işin; davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti ile taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği taktirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Mazeret dilekçesinde duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi talebi hakkında-
Davalılar vekilinin son celse göndermiş olduğu mesleki mazereti reddeden mahkemenin aynı celse tahkikat duruşmasına son vererek sözlü yargılamaya geçerek uyuşmazlığın esası hakkında karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesince görülen davada, gerekçeli karar içeriğinin dava konusuyla çelişkili olduğu, infazda tereddüde sebep olacak şekilde gerekçelendirme yapıldığı esasen gerekçenin kamu düzeniyle ilgili olup, gözetilmesi kanun ve hakime yükletilmiş bir ödev olduğundan çelişki ve tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği; tarafların gösterdiği tüm deliller toplanmadan karar verilmesinin, hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğu- Somut olayda, dava konusu haczin borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığı, bu durumda İİK'nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulünün isabetli olup, ispat yükünün davalı üçüncü kişi üzerinde olduğu- Davalı üçüncü kişinin süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde Mahkemece toplanan deliller haricinde ticari defterler ve banka kayıtlarına da dayanmış olduğundan, davalının tüm delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile davanın kabulüne yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, Bilirkişi Heyetinden aldırılmasına karar verilen raporunun ibraz edildiğinde taraflara tebliğine karar verildiği, gerek ............, gerekse takip eden .............. tarihli celselerde duruşma tutanaklarına "Masraf olmadığı için tebliğe çıkmadı" ibaresi yazılarak paraflandığı, davacı tarafa eksik gider avansı tamamlattırılmak suretiyle bilirkişi raporu taraflara tebliğe çıkartılmaksızın ......... tarihli celsede; taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarının reddine karar verilerek, sözlü yargılamaya geçildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece; bilirkişi raporunun taraflara tebliği sağlanarak rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmeleri hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı, bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekeceği-
Birleşen dava için ön inceleme duruşmasının yapılmamış olduğunun ve taraflara birleşen davaya ilişkin olmak üzere delil sunma imkanı tanınmadığının, asıl davada alınan kusur raporunun birleştirme sonrası asıl davada taraf olmayan davalıya tebliğ edildiğinin, ATK'dan alınan maluliyet raporuna itiraz süresi dolmadan dosyada karar verildiğinin anlaşıldığı, o halde, birleşen dava yönünden 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmadan, bilirkişi raporları usulüne uygun tebliğ edilip itiraz süreleri beklenmeden, birleşen davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27, 280, 281, 184 ve 186'ıncı maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen, davalıların duruşmalara katılımı, bilirkişi raporundan haberdar edilmesi sağlanmaksızın ve yine davalılara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanınmaksızın hukuki dinlenilme ve savunma hakkını sınırlar mahiyette yürütülen yargılama sonucunda yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Dosya içerisinde vekile ilişkin azil yada istifa dilekçesi bulunmadığı halde, mahkemece, ......... tarihli karar başlığında ve Bozma Tensip Zaptında, kendisini vekille temsil ettiren birleşen dosya davalısı ...'nin asil olarak yazılması ve vekilinin gösterilmemesinin, Dairemizin bozma ilamından sonra yapılan yargılamada duruşma davetiyesinin birleşen dosya davalısı ...'ne (asile) tebliğ edilmesinin, mahkemenin temyize konu .......... tarihli gerekçeli karar başlığında da davalı vekilinin gösterilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davada, her iki taraf da tanık deliline dayandığından, tanık isim ve adreslerini bildirmeleri için süre ve imkan verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenmesi ve ondan sonra diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-