Davacı vekilinin ................. tarihli ıslah dilekçesinin HMK'nun 177/2 maddesi ve tebligat yasasına uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Bozma sonrası alınan ara kararın maille davacı vekiline tebliğ edilerek bozmanın gerekleri yerine getirilmesi gerekirken ara kararın tebliğ edilmemesinin bozmayı gerektirdiği-
İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası- Mahkemece tensip tutanağı ile taraflara delillerini bildirmesi için süre verilmesine karar verilmesine ve taraflar tanık deliline dayanmasına rağmen, tanık isim ve adreslerini bildirmesi ve bildirilen tanıkların HMK 234 vd. uyarınca dinlenilmesi gerekirken, davalı tarafın tanık dinletme talebi herhangi bir gerekçe belirtmeden reddedilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek ön inceleme duruşması ve ön incelemeye ilişkin uyuşmazlık tespiti yapılmadan, deliller toplanmaksızın ayrıca dinletilmek istenen tanıklar dinlenmeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun ilk derece mahkemesinin .............. tarihli kısa kararına karşı süresi içerisinde verdiği ............. tarihli süre tutum dilekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu, gerekçeli istinaf dilekçesini de kararın kendilerine ............ tarihinde tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde ............... tarihinde verdiği dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf isteminin incelenmek suretiyle, istinaf talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisi son bulduğundan karar tarihinden önce vefat ettiği anlaşılan davalının mirasçılarının davaya dahil edilmesi veya mirasçılarından alınan vekaletname ibraz edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekeceği-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-
Tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin açılan davanın temyiz aşamasında, davacı vekilinin "davalı taraf ile uzlaşma ihtimallerinin bulunduğunu, dava konusu taşınmazın dava dışı bir başka kişiye satılabilmesi için tapu müdürlüğüne ihtiyati tedbirin kaldırılması müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, mahkemece aynı gün tapu müdürlüğüne yazılan müzekkereyle çekişmeli taşınmazın sadece bu belirtilen kişiye devri için ihtiyati tedbirin kaldırılmasına" karar verildiği ve taşınmazın dava açıldıktan sonra davalı tarafından bu kişiye satış yoluyla devredildiği anlaşılmakla, mahkemece davacıya HMK 125/1-a-b'de belirtilen seçimlik haklarından hangisini kullanacağı konusunda ve maddeye uygun biçimde, açık olarak beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, kullanılacak seçimlik hakka göre devreden veya devralan hakkında yargılamaya devam edilerek davanın neticelendirilmesi gerekirken, devir yokmuş gibi eski taraflar arasında yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ve Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen ara kararların tebligat yasasına uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ile davacı vekilinin talep artırım dilekçesinin tebligat yasasına uygun olarak davalı vekiline tebliği gerektiği- Kabul-ret oranına göre yargılama giderleri paylaştırılması gerekirken, altı itiraz sebebinden biri kabul edildiğinden, yargılama giderlerinin 1/6’sından davacının sorumlu olduğu yönündeki kabulün hatalı olduğu- Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi uyarınca "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri" olduğu-