Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazlardaki payını karar tarihinden sonra satmak suretiyle paydaşlıktan çıkmış olduğu anlaşıldığından, davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Somut olayda öncelikle davacıya taraf teşkilini sağlaması hususunda süre ve imkan tanınması; taraf teşkilinin sağlanması halinde davalıya davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bildirdiği takdirde delillerinin toplanması ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına ilişkin hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Mahkemece, güncel tapu kaydı getirtilerek taraf teşkilinin denetlenmesi, ölü olduğu anlaşılan davalıların mirasçılık belgelerinin temini ile tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilerek dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; öncelikle güncel tapu kaydı getirtilerek taraf teşkilinin sağlanması, sonradan pay satın alan paydaşların davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi karar tarihinde tapu kayıt maliki olmayanlara davada davalı olarak yer verilerek haklarında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Karar tarihinde ergin olan çocuklar hakkında korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek gerektiği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında davacı, davasından feragat etse dahi, davalılardan birinin davaya devam etmek istemesi halinde mahkemece davaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği- Bu nedenle davacının, davadan feragat beyanına karşı hazır bulunan davalılardan diyecekleri sorulmalı, davaya devam etmeyi istemeleri halinde yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
1086 sayılı HUMK zamanında açılmış, davacılar iddialarını ispat edebilmek için tanık deliline dayanmışlar, mahkemece duruşmada tanık, diğer delil ve masraflar için gider avansı yatırılmış ise de, tanıkların isim ve açık adresleri ile hangi hususlarda dinlenecekleri hususunda davacılara süre verilmediği anlaşılmakla; mahkemece davacılara tanıkların isim ve açık adreslerini bildirmesi ve hangi hususta dinleneceklerinin açıklanması için süre verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenilmesi ile, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalının yasal süre içinde bildirdiği deliller toplanmadan yargılama yapılarak hüküm kurulduğu, davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınmadan yargılamanın tamamlanması, savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğu- Tefrik kararı verildikten sonra, tefrik edilen alacaklar hakkında esasa yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Davacının hüküm altına alınan alacaklar için yasal faiz uygulanmasını talep ettiği, mahkemece, talep aşılmak suretiyle en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece adı geçenlerin davaya dahil edilmeleri, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-