Satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK’nın 2.maddesinde düzenlenen dürüst davranma ilkesi ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla, davacının isteminin reddi gerekeceği-
Belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedilemeyeceği- İşyerinden otuzdan az işçi çalışıyor, işçinin işyerinde altı aydan az kıdemi var, işçi belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor veya işçi işveren vekili veya yardımcısı konumunda çalışıyor ise iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı- Herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı- İşçinin iş sözleşmesinin altı aylık kıdem koşulunu doldurmasına yakın bir süre kaldığında feshedilmesi halinde, iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağının tartışmalı olduğu- Hakkın kullanılırken dürüstlük kuralına uyulması ve işçi lehine yorum ilkelerinden hareket ederek, somut olayın özelliğine göre 6 aylık kıdem koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiği- Altı aylık kıdemin hesaplanmasında çalışılan gün ile fesih bildiriminin yapıldığı tarihte çalışılan(veya çalışılmış sayılan) günün dikkate alınması gerektiği-
Davacının, dava dışı X şirketi ile kar payı ortaklık sözleşmesi yaparak sessiz ortak olup bir miktar para yatırdığı- Ortaklık sertifikası aslını düzenleyen dava dışı Y ile davalı şirketlerin X Şirketler topluluğuna dahil şirketler olup, tüzel kişilik perdesinin aralanması kuralı gereği davalıların sorumluluğunun söz konusu olduğu-
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğcağı ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği-Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı-
Taraflar arasında gecikme cezasının davalı tarafça ödenmesi ve davacı tarafça tahsil edilmesi şeklinde zımni irade beyanları uyuşmuş ve taraflar arasında bu yönde karşılıklı güven oluşmuş ve âdeta yeni bir sözleşme ilişkisi kurulmuş olup, daha sonra tapu devrinin yapılmış olduğu anlaşıldığından, bu yeni sözleşme ilişkisinde resmi yazılı şekle uyulmadığının ileri sürülmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, artık davalının, sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği ve feshe rağmen gecikme cezası talep edilmesinin TMK'nın 2. maddesine aykırı olduğu yolundaki savunmalarının, TMK'nın 2. maddesine aykırı olduğunun kabulü gerektiği- 
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin T.M.K.nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı limited şirketin davacının hüküm altına alınan işçilik alacaklarından diğer davalıyla birlikte sorumlu tutulması gerekeceği-
Tarafların artık o akitle bağlı tutulmasının adaletsizliğe yol açacağı durumlarda T.M.K.nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralının bir gereği olarak hakimin sözleşmeye müdahalesinin istenebileceği-
Taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine yönelik davada, davacı nezdinde sigortalı emtianın davalı tarafından İtalya'dan Türkiye'ye taşıması sırasında hasarlandığı, taşımaya konu yük, kimyasal madde veya ilaç ve benzeri nitelikte bulunmadığından, istiflenmesi ya da yüklenmesinin özel veya teknik nitelikte bir bilgiyi gerektirmediği, dosyada mevcut fotoğraflardan yüklemenin hatalı yapıldığı açıkça görüldüğünden bu durumun tespitinin uzmanlık veya araştırma yapılmasını gerektirmediği, bu durumda davalı taşıyıcı tacir olup, basiretli biçimde hareket etmek zorunda olduğundan, davacı vekilinin rapora ilişkin itirazları nazara alınıp, davalı taşıyıcının yükleme ve istifleme bakımından nezaret yükümlülüğünü ihlal ettiği ve müterafik kusurlu olduğu kabul edilip, kusur oranları yönünden gerektiğinde ek rapor alınması ya da yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve neticesine göre karar verilmesi gerekeceği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davada, zeminde davacının ve davalının veya davalıya pay satan kişilerin kullandığı yer olup olmadığının belirlenmesi ve davacının taşınmazın belli bir yerini kullandığı ve önceki paydaş zamanında hak iddia etmediği yere karşılık gelen payın satılması üzerine önalım hakkını kullanıp kullanmadığı araştırılması gerektiği-
Muris muvazaasına dayalı davalarda zamanaşımı söz konusu olmayıp, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceğinden; muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilemeyeceği-