Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada fazla çalışma ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmış ve indirim gözetilerek, fazla çalışma ücretine hükmedilmiş olmasına göre; mahkemenin, fazla çalışma ücretinin belirlenmesinde hakkaniyet indiriminin gözetildiğine ilişkin direnme gerekçesinin yerinde olduğu-
Aynı işyerinde sigortalı hizmeti sona ermekle birlikte Emekli Sandığı'na tabi hizmeti devam eden ve bu şekilde o işyerindeki çalışmaları kesintisiz olarak devam eden işçi için; sigortalılık süresine ilişkin hizmet tespit davası için beş yıllık hak düşümü süresinin dolduğundan söz edilemeyeceği-
İş kazası sonucu meslekte kazanma gücünü kaybeden sigortalı işçinin tazminat niteliğindeki alacak miktarı belirlenirken işçinin gerçek ücretinin saptanması gerekeceği, iş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkün olduğu, Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabileceği-Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler göz önünde tutularak ve ayrıca ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebileceği ancak meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmelerinin gerekeceği-
Davalı anonim şirket hakkında açıldığı beyan edilen iflas talebine ilişkin dava dosyasının celbi ile ticaret sicil memurluğundan da sorulmak suretiyle davalı anonim şirketin hükmi şahsiyetinin devam edip edilmediğinin tespiti ile eğer tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması suretiyle bu kişilere dava dilekçesi, karar ve bozma ilamı yöntemince tebliğ edilmeli ve taraf teşkilinin sağlanmasının gerekeceği-
Başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen İş Kanuna tabi kapsam dışı personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmeyeceği
Davacı işçinin davalı işyerinde iki dönem halinde fasılalı çalıştığı, her iki dönemin de kıdem tazminatını gerektirecek şekilde feshedildiği sabit olduğundan, mahkemece, 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 2. fıkrasına göre, fasılalı çalışmaların toplamı üzerinden ve son ücret dikkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasının ve bu kararda direnilmesinin uygun olduğu-
Dershanelerin, C.rtesi, Pazar günleri açık olması olağan ise de, hafta içinde tatil yapılan bir gün olup olmadığı mülki amirlikten ve tanıklardan sorulup, kesin olarak tesbit edilmeden davacının haftanın her günü çalıştığı kabul edilerek hafta tatili alacağının da eksik inceleme ile kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Fazla çalışmaların "tanık"delili dahil, her türlü delille ispatlanabileceği,aynı işyerine ilişkin olarak açılan davalarda farklı fazla çalışma süreleri belirlenmiş ise,bu çelişki giderilerek hüküm kurulacağı-
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilinde olup işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği- Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınmasının gerekeceği-
Mahkemenin, hizmet akdine dayanarak ücret karşılığı yapılan çalışma nedeniyle alınan ödemelerin toplam işçilik ücreti alacağından mahsubu ile kalan kısmın tahsiline dair verdiği kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından direnme kararının onanmasının gerekeceği-